14 Şubat 2011 Pazartesi

Merkez Bankası aralıkta 2-0 mağlup


·                     Sıcak para girişini ve cari açığı frenlemek için para politikasını değiştiren Merkez Bankası, yeni politikasının ilk sonuçlarını görmeyi umduğu aralık ayı ödemeler dengesi verilerinde her iki hedefinde de tam tersi sonuçlarla karşılaştı.
·                      
Merkez Bankası, kasım ayında para politikasında köklü değişikliklere gitti. Finansal istikrarın korunması öne çıkan hedef haline geldi. Cari açıktaki artışı ve kısa vadeli sermaye girişini istikrarsızlık kaynağı olarak gören Merkez Bankası, para politikasını buna göre değiştirdi.
Yeni politikanın temel araçlarından birincisi, politika faizini sınırlı ölçüde, TL piyasasında borç alma faizini ise yüksek ölçüde düşürmek oldu. İkinci araç ise zorunlu karşılık oranlarının kısa vadelerde daha fazla olmak üzere genel olarak artırmak ve kapsamını genişletmek oldu.
Bu araçlarla elde edilmek istenen sonuç, kredi genişlemesini frenlemek, kısa vadeli sıcak para girişinin önünü kesmek ve sıcak parayı uzun vadelere yönelterek ateşini düşürmekti. Önlemlerin ilk adımları kasımda atılmakla birlikte tam olarak uygulama aralık ayında başladı.
Merkez Bankası’nın yeni politikasının sonuçlarının etkisini muhtemelen şubat ödemeler dengesi verilerinde görebileceğiz. Buna karşın Merkez Bankası’nın çok kısa vadeli sıcak parayı hedefleyen faiz operasyonları hemen yürürlüğe girdiği için aralık ayı sonuçlarında bunun etkilerini değerlendirme şansımız var.

12 Şubat 2011 Cumartesi

Sıcak parayla hızlı büyümenin cari açık faturası ağır oldu

·                     Sıcak para ve iç talebe dayalı hızlı büyüme cari açığı patlattı. 2010’da cari açık yüzde 247 artarak 48.5 milyar doları aşarak rekor kırdı. 2010 açığı, Orta Vadeli Program’ın 3 yıl sonraki hedefinin bile üzerine çıktı. Cari açığın milli gelire oranı da yüzde 6.65’e fırlayarak rekor kırdı. 2011 hedeflerini tutturabilmek için yeni önlemler gerekiyor.

İç talebe dayalı tek ayaklı yüksek büyüme hızının faturası cari açık rekoruyla çıktı. Yüzde 8’in üstüne çıkması beklenen ve son yılların en yüksek büyüme hızlarından birisi olmaya aday 2010 yılı büyümesine, cari açıkta tarihi bir rekor eşlik ediyor. 2010 cari açığı tahminlerin de üzerine çıkarak 48 milyar 557 milyon dolara ulaştı. Cari açık, 2009’a göre 34 milyar 566 milyon dolar ve yüzde 247 arttı.

11 Şubat 2011 Cuma

Sanayide rekor, Merkez’in hesaplarını zora sokacak


Ocak ayı enflasyon verileri, içinde bir dizi kaygı verici işaretler taşısa da, en azından dış görünüşü itibarıyla Merkez Bankası’nın elini rahatlatacak nitelikteydi. Aralık ayı sanayi üretim verileri ise tam tersine Merkez Bankası’nın hesaplarını zora sokacak nitelikte.
Ocak ayında yıllık TÜFE, baz etkisinin de büyük katkısıyla 1.5 puan birden düşerek yüzde 4.9’a indi. Merkez Bankası’nın en fazla önemsediği çekirdek enflasyon göstergesi olan I Endeksi, önceki aya göre 0.19 puan yükselmiş bile olsa, hala yüzde 3.18 gibi enflasyon hedefinin çok çok altında bir düzeyde. Bunlara ilaveten baz etkisiyle enflasyonun en azından şubatta da düşecek olması, Merkez Bankası’nı rahatlatan olgulardı.
Sanayi üretimi de enflasyon gibi başarılı bir performans gösterdi. Sanayi üretim Endeksi, aralıkta 136.4 puan ile rekor kırdı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış aylık üretim artışı, yüzde 5.7 gibi az görülebilecek bir rekor artış kaydetti. Böylece 2010 yılı toplam sanayi üretimindeki artış da yüzde 13.9 ile rekor kırdı.
Sanayi üretiminin bu kadar rekoru bir arada kırması, Merkez Bankası için ne kadar “tatlı” bir sürpriz oldu, tartışılır.

9 Şubat 2011 Çarşamba

İhracatın desteği sanayi üretimini rekora taşıdı



·                     Sanayi üretimi aralıkta aylık yüzde 16.8, yıllık yüzde 16.9 artarak rekor düzeye çıktı. İç talebe ihracatın da destek vermesi, üretimde rekoru getirdi. Sanayide yılık üretim artışı yüzde 13.13 oldu. Sanayinin bu performansı, 2010 yılı büyümesini yüzde 8’in üzerine taşıyacak.
·                      

İç talep canlılığını korurken, ihracatın da destek vermesiyle sanayi üretimi aralık ayında rekor kırdı. Sanayi üretim endeksi aralık ayında 136.44 puanla tarihinin en yüksek düzeyine çıkarken, kasım ayına göre yüzde 16.83, 2009’a göre yüzde 16.91 arttı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış aylık üretim artışı ise yüzde 5.7’i buldu. Böylece yılın son çeyreğindeki sanayi üretimi artışı, bir önceki çeyreğe göre yüzde 9.55, 2009 yılına göre ise yüzde 12.13 oldu. Sanayi üretimindeki yıllık toplam artış yüzde 13.13’ü buldu.
Sanayi üretiminin bu performansına bağlı olarak yılın son çeyreğinde büyümenin yüzde 7-8 düzeyine çıkması ve 2010 yılı büyümesinin de yüzde 8’i aşma olasılığı güçlendi.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Hızlı büyümeye rağmen göç azalmadı, arttı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2010 nüfus verileri, ekonomideki hızlı büyümenin iç göçü azaltmadığını ortaya koydu. İç göçün, yeni uygulamaya giren bölgesel teşvik sistemine ve yüzde 8’e yaklaşacağı tahmin edilen yüksek büyüme hızına rağmen artması dikkat çekici. 2010’da hem köyden kente göç, hem de geri bölgelerden daha gelişmiş yörelere göç hızlandı. Ekonomik göçün azalmak yerine artması, bölgesel eşitsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin, hızlı büyümeye rağmen düzelmek bir yana kötüye gittiğine işaret ediyor.

4 Şubat 2011 Cuma

Enflasyonun dış görünüşü sakin ama içi huzursuz

·                     Enflasyon ocak ayında yüzde 4.9 ile 40 yılın en düşük düzeyine indi. Ocakta TÜFE yüzde 0.41 arttı. Yıllık enflasyonun 1.5 puan birden düşmesinde baz etkisi rol oynadı. Kur ve emtia fiyatlarındaki artış, yükselen üretici enflasyonu ve fiyat artışlarında yayılma işaretleri, bu düzeyin korunmasını zorlaştırıyor.

Enflasyon 2011 yılına yüzde 5’in de altına inerek girdi. Ocak ayında TÜFE, beklentilerin üzerinde bir artış göstermesine rağmen, yıllık enflasyon aralığa göre 1.5 puanlık bir düşüşle yüzde 4.9’a indi. Böylece enflasyon Temmuz 1970’teki yüzde 4.3 rakamından sonra yaklaşık 41 yılın en düşük düzeyine de inmiş oldu. Aylık enflasyon ise yüzde 0.41 ile yüzde 0.3 olan beklentilerin üzerine çıktı.
Buna karşın üretici fiyatlarındaki hızlı çıkış ocakta da sürdü. Ocakta ÜFE’nin yüzde 2.36 artması, yıllık üretici enflasyonunu yüzde 10.8 düzeyine taşıdı. Yıllık ÜFE, aralık ayına göre 1.93 puanlık ciddi bir artış kaydetti.

İhracatın yıldızları bile ithalata yenik düşüyor


Türkiye 2010 yılını tarihinin en yüksek dış ticaret açığı ile kapattı. Dış ticaret açığı 2009’a göre yüzde 84.5’lik bir sıçrama ile 71.56 milyar dolara yükseldi. Ticaret açığı kriz öncesi 2008 yılı açığının da yüzde 2.3 üzerinde. Sorun, “Ekonomi yüzde 8 gibi yüksek bir büyüme hızı yakaladı. Ticaret açığındaki artış bunun doğal sonucudur” diye geçiştirilecek durumda değil. Verilerin ayrıntılarına baktığımızda, izlenen değerli TL politikasının, sanayinin sadece dış rekabet gücünü kırmadığı, aynı zamanda kendi iç pazarında bile rekabet edemez hale getirdiği görülüyor.