29 Ocak 2019 Salı

2017’nin hızlı büyümesi bölgesel eşitsizliği azaltmadı, artırdı


Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesaplarına göre 2017’de yüzde 7.44’ü bulan yüksek büyüme hızının, illere yansımasının dengesiz olduğunu ve böyle bir yüksek büyüme yılında bile ekonomisi küçülen iller olduğunu önceki yazılarımızda ortaya koymuştuk.
Bugün de 2017’deki yüksek hızlı büyümenin bölgesel eşitsizliklere yansımasını ele alacağız. TÜİK’in il düzeyinde gayrısafi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerinden yaptığımız hesaplamaların, bölgesel eşitsizlik penceresinden ortaya koyduğu manzara şöyle:
* 2017’de gelişmiş bölgeler daha hızlı, geri kalmış bölgeler daha yavaş büyüdü. Dolayısıyla yüksek büyüme yılında bölgesel eşitsizlikler azalmak yerine daha da arttı.
* Temel hedefi bölgesel eşitsizlikleri azaltmak olan sektörel-bölgesel teşvik sistemi, 2017’de hedefinin tam tersi bir sonuçla karşılaştı.

22 Ocak 2019 Salı

IMF raporundaki üstü kapalı ürkütücü Türkiye tesbiti


Uluslararası Para Fonu (IMF) dünya ekonomisinin görünümüne ilişkin raporunu güncelledi. Güncellenen rapor ve tahminler dün Dünya Ekonomik Forumu (WEF) etkinliklerinin bir parçası olarak dün Davos’ta açıklandı.
IMF’nin yeni raporu “Zayıflayan global büyüme” başlığını taşıyor.  IMF yaptığı yeni değerlendirme ile ekim ayında yaptığı tahminleri, daha üzerinden üç ay bile geçmemişken kayda değer ölçüde aşağı çekiyor.  
Ekim raporunda dünya ekonomisinin 2019 ve 2020’de yüzde 3.7 büyüyerek 2018’deki temposunu koruyabileceği tahmini yer alıyordu. Şimdi ise 2019 yılı için dünya ekonomik büyüme tahmini 0.2 puan aşağı çekilerek yüzde 3.5’e düşürülüyor. 2020 dünya ekonomik büyümesi tahmini de 0.1 puan düşürülerek yüzde 3.6’ya indiriliyor.
Dünya Bankası’nın geçen hafta “Kararan Gökyüzü” başlığıyla açıkladığı Dünya Ekonomik Beklentiler raporu da eskiye göre ciddi ölçüde kötümserleşen bir çerçeve ortaya koymuştu.

15 Ocak 2019 Salı

Karslı yoksulun enflasyonu, Ankaralı zenginin 1.5 katı


Yüksek enflasyon sadece yoksulluğu artırmıyor, sosyal eşitsizlikleri de derinleştirerek ciddi bir ekonomik ve sosyal tahribat yaratıyor. 2018’de suni ve zorlama yöntemlerle ancak yüzde 20.30’a çekilebilen yüksek enflasyon da bu tahribatı yaratmış bulunuyor.
Yıllık enflasyonu, gelir dilimleri ve bölgeler düzeyinde yeniden hesapladığımızda bu olumsuz etki net bir şekilde ortaya çıkıyor.
İşte yaptığımız hesaplamanın (*) ortaya koyduğu çarpıcı sonuçlar:

* Hem Türkiye düzeyinide, hem de TÜİK’in Düzey-2 istatistiki bölge sınıflamasındaki 26 bölgenin tamamında en düşük yüzde 20’lik gelir diliminde yer alan yoksul kesimin enflasyonu, en yüksek yüzde 20’lik gelir diliminde yer alan zenginlerin enflasyonunda kayda değer ölçüde daha yüksek.
* Buna ilaveten en geri kalmış, en yoksul bölgelerin enflasyonu da en gelişmiş bölgelerin enflasyonundan daha yüksek. Üstelik bu fark gelir dilimleri arasındaki farktan daha da ürkütücü boyutta.

8 Ocak 2019 Salı

Yüksek büyüme yılında bile ekonomisi küçülen iller var



Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yeni hesabına göre 2017 yılında ekonomi yüzde 7.44 gibi yüksek bir büyüme gerçekleştirdi. Bu sonuçta anayasa referandumu, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin üst üste gelmesiyle iktidarın devreye soktuğu türlü çeşitli bol kepçe teşviklerin belirleyici rolü oldu.
TÜİK dün de 2017 yılına ait il bazında GSYİH verilerini açıkladı. Bu veriler illerin ekonomik büyümesi, ekonomik yapısı ve iller arasındaki gelir farklılıklarının seyrini yansıtıyor.
İl bazında GSYİH verilerinin ortaya çıkardığı bir çarpıcı sonuç da ekonominin yüzde 7.44 gibi ciddi bir hızla büyüdüğü bir yılda, ekonomik olarak küçülen illerin dahi olması. Bunca kapsamlı ve yüksek boyutlu teşviğe rağmen bazı illerin ekonomisinin büyümek bir yana küçülmesi ilginç bir çelişki oluşturuyor.

1 Ocak 2019 Salı

Krizden ilk darbeyi hangi sektörde kimler yedi?


Ekonomide küçülmeye doğru giden durgunluğun ilk vurduğu alanların nereler olduğunu incelemeye bu yazımızda da devam ediyoruz. Bu yazıda hangi sektörlerde, hangi mesleklerin ve hangi sınıfların daha fazla etkilendiğine bakacağız. Eylül dönemi istihdam verilerinin bu pencereden ortaya çıkardığı sonuçlar şöyle:
* En fazla istihdam kaybı olan sektörler içinde başı idari ve destek hizmet faaliyetleri çekiyor. Bu sektörde istihdam kaybı, 636 bin ve yüzde 40 ile şiddetli bir kriz halini şimdiden almış durumda. Bu sektördeki istihdam kaybı, tamamen ücret ve yevmiye ile çalışanlardan oluşuyor. Ücretli yevmiyeli istihdam kaybı, 642 kişi ve yüzde 46’yı buluyor. Bu sektörde hizmet ve satış elemanlarında 176 bin kişi ve yüzde 37, büro hizmetlilerinde 94 bin ve yüzde 42.3’lük bir istihdam kaybı var.
* İnşaattaki 223 bin kişi ve yüzde 10’luk istihdam kaybının 182 bini ücretli ve yevmiyeli çalışan emekçilerden, 42 bini de işverenlerden oluşuyor. İşini kaybeden işverenlerin oranının yüzde 25’i aşması, sektörde iflasların ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor.
* Tarımdaki istihdam kaybı 264 bin ile inşaattan daha fazla olmasına karşın oransal olarak yüzde 4.5 ile daha düşük düzeyde.  Tarımdaki istihdam kaybının büyük bölümünü 159 bin kişi ile ücretsiz aile çalışanları oluşturuyor. Ücretli ve yevmiyeli çalışanlardaki istihdam kaybı ise 91 bin kişi.
* Konaklama ve yiyecek içecek sektöründe toplam istihdamda 71 bin ve yüzde 4.3’lük bir artış olmasına karşın işveren olarak çalışan sayısının 22 bin kişi ve yüzde 17 azalması dikkat çekiyor. Turist sayısındaki artışla iyi bir yıl geçirdiği düşünülen sektörde, işveren sayısındaki ciddi düşüş, durumun o kadar da parlak olmadığının bir işareti.
* Kendi hesabına çalışan esnaflarda en fazla istihdam kaybı, ulaştırma ve depolama ile elektrik, gaz, su ve kanalizasyon hizmetlerinde.
* Yoğun işten çıkarmalara maruz kalan ilk meslek grubu nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar. Bu gruptaki istihdam kaybı tarımda 191 bin, idari ve destek hizmetlerde 216 bin, inşaatta 66 bin kişi. Bu üç sektörlerdeki şiddetli istihdam kaybının bir bölümü, kısmen imalat sektöründeki 65 bin kişilik artışla, ama esas olarak da başta kamu yönetimi, savunma ve sosyal güvenlikteki 126 bin kişilik artış olmak üzere kamu ağırlıklı sektörlerdeki niteliksiz eleman istihdamı artışı ile telafi edilmiş durumda.