Geçen haftayı
olumsuzlukta her biri diğeriyle yarışan bir veri sağnağı ile tamamladık.
İşsizlik, sanayi üretimi, ciro ve perakende satış endeksleri, ekonominin nasıl
hızla küçülmekte olduğunu gösteriyordu. Yeni haftaya da aynı karamsar havayı
taşıyan konut satış verileriyle başladık.
Bu veriler
içinde herkesi birinci derecede ve en yakıcı şekilde etkileyen işsizlik
verileri de iç karartıyor. Yılın son çeyreğinin ortalamasını yansıtan Kasım
dönemi verileri, istihdamın geçen yıla göre 201 bin kişi azaldığını ortaya
koydu.
İstihdamda
tam bir kriz havası estiği görülüyor. İstihdam, genelde kriz dönemlerinde
düşüyor. Bundan önce de son olarak 2009’da global kriz döneminde böyle
yüzbinlerle ölçülen bir istihdam daralması yaşanmıştı.
Aslında
gerçek durum rakamların toplamında gözükenden çok daha kötü. Çünkü istihdamdaki
daralmayı, kamudaki görülmemiş istihdam artışı sınırlıyor.
TÜİK’in
açıkladığı son kamu istihdamı verilerine göre yılın son çeyreğindeki kamu
istihdamı sayısı geçen yıla göre tam 749 bin kişi artmış durumda.
Kamudaki
istihdam artışının bir bölümü, Anayasa referandumu arefesinde taşeron
işçilerinin kamuda işe alınmasından kaynaklanıyor. Aynı dönemdeki kamu istihdam
artışı verilerinden bu rakamın 400 bin dolayında olduğu anlaşılıyor.
Bu durumda
bile kamudaki net yeni istihdam artışı 350 bini buluyor. Taşeron istihdamının
etkisini hariç tutsak bile bu yılki artış, verilerin yayınlandığı 2007’den bu
yana görülen en yüksek artış. Hatta daha önceki en yüksek artışın bile
neredeyse iki katı düzeyde.
Toplam
istihdamdaki 201 binlik düşüşü, kamudaki 749 binlik istihdam artışıyla birlikte
değerlendirdiğimizde, özel kesimde 950 bini bulan, 1 milyona koşan bir istihdam
kaybı olduğu ortaya çıkıyor.
Bunun 400
bininin taşeron işçilerin özelden kamuya geçmesi olduğunu hesaba kattığımızda
da, özel sektördeki “net istihdam kaybının” 500 bini aştığını rahatlıkla
söyleyebiliriz.
Bu rakam
yeterince ürkütücü ve yaşanan krizi resmediyor.
Üstelik
sanayide üretim ve cirolardaki daralma, tarım ve inşaattaki kriz hali,
konkordatolar ile kredi piyasasındaki açmazlar, önümüzdeki aylarda durumun daha
da kötüye gideceğini haber veriyor.
Kamunun yeni
istihdam artışı ile bunu frenleme şansı yok. İşsizlik Fonu’nu kullanarak
yaratılan geçici istihdam manevraları da istihdamdaki krizi çözemez. Üstelik
yerel seçimlerden sonra kamuda istihdam artış eğiliminin tam tersine dönmesi de
hiç uzak bir ihtimal değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder