12 Mart 2019 Salı

Aile, krizi yaşamaya başlamış bile


Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesabına göre ekonomi 2018’de yüzde 2.6 büyüdü. Yılın üçüncü çeyreğinde gerçekleşen sert bir yavaşlama son çeyrekte ekonomik daralmaya dönüştü. Ekonomi ilk çeyrekte yüzde 7.4, ikinci çeyrekte yüzde 5.3 büyürken üçüncü çeyrekte büyüme hızı yüzde 1.8’e kadar düştü. Son çeyrekte ise ekonomi yüzde 3 daraldı.
Ekonomideki küçülmenin en çarpıcı yanını, hanehalkı tüketiminin son çeyrekte reel olarak yüzde 8.9 daralması oluşturuyor. Nüfus artışını da hesaba katarsak, kişi başına özel tüketimdeki daralma daha da yüksek.
Hanehalkı tüketiminde böylesine yüksek oranlı daralmayı ancak 2001 ve 2009 krizlerinde görmüştük. İki krizin zirve noktaları olan 2001 yılının ikinci çeyreği ile 2009 yılının ilk çeyreğinin her ikisinde de hanehalkı tüketimi yüzde 9.3 daralmıştı.
2018’in son çeyreğindeki hanehalkı tüketimi daralması, önceki iki büyük krizin zirve noktaları ile yarışır düzeyde. Üstelik kriz sürecine daha yeni başlıyoruz.
Hanehalkı tüketimindeki sert daralma, yaygın bir yoksullaşmaya işaret ediyor. Yaygın yoksullaşma, ailede geçim sıkıntısının, stresin, kaygıların artması demek.
Bu gelişmenin aileyi nasıl sarsmaya başladığını TÜİK’in bir başka istatistiğinde, evlenme ve boşanma istatistiklerinde bariz bir şekilde görüyoruz.
Evlenme ve boşanma istatistiklerinin seyri de tıpkı 2001 ve 2009 krizinde yaşananların benzeri. Büyüme rakamlarındaki paralellik, aile kurumuna ilişkin istatistiklerde de aynen görülüyor.

8 Mart 2019 Cuma

Kriz kadın istihdamını nasıl etkiliyor?


Bakmayın siz ekonomide bir “dengelenme” sürecinin yaşandığı, her şeyin yolunda olduğu ve en kötüsünün geride kaldığı laflarına. Ekonomi küçülmeye başladı, artık ekonomik krizin içindeyiz.
2018’in son çeyreğine ait sanayi üretimi ve ciro göstergeleri ekonomide sert bir daralmaya işaret ediyor.
Özellikle işsizlik verileri, krizin ilk adımının bile aileleri öncü deprem misali sarstığını gözler önüne seriyor.
İstihdam ve işsizlikte 2018’in son çeyreğine ait veriler büyük önem taşıyor. Zira, 2018’in son çeyreğinde gözlemlenen eğilimlerin, krizin ilerleyen aşamalarında da etkili olması ve hatta daha da güçlenmesi çok kuvvetli bir ihtimal.
Bu nedenle, 2018’in son üç ayında ortaya çıkan, etkili olan eğilimleri tespit etmek, önümüzdeki süreçte bizleri nelerin beklediğini görmemize de yarayacak.
Ekonomik kriz dönemleri toplumun özellikle emeğiyle geçinen ve yoksul kesimlerini çok daha derinden etkilediği aşikâr. Yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik, belirsizlik, kaygı, gerilim, huzursuzluk emekçi hanelerini kuşatıyor.
Ve bu karabasandan payına en fazla yük düşenler kadınlar.
Ekonomik krizin kadınları nasıl etkilemeye başladığını incelemek üzere, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son açıklanan Kasım 2018 dönemi istihdam ve işsizlik verilerini, 2017’nin aynı dönemi ile karşılaştıralım.
TÜİK’in kullandığı metoda göre kasım dönemi verileri ekim, kasım ve aralık aylarının ortalamasını yansıtıyor. Yani aslında, bu verilerde kasım ayının durumunu değil yılın 4. çeyreğinin durumunu görüyoruz.
Şimdi yakın plan yapalım: İstihdam ve işsizlik alanında kadın cephesinde neler oluyor?

5 Mart 2019 Salı

İstihdamda öncü depremin hasarı bile korkutucu


Yılın son çeyreğinin ortalamasını yansıtan Kasım dönemi istihdam verileri, ekonomide ciddi daralmanın, tüm toplum kesimlerini ve her büyüklükteki işletmeleri derinden sarsmaya başladığını gösteriyor.
4. çeyrek istihdam verilerini farklı toplum kesimleri ve farklı işletme büyüklükleri açısından irdelediğimizde görünen manzara şöyle:
* Minik işletmeler: 10 ve daha az kişinin çalıştığı mikro işletmelerde, bir yıl öncesine göre toplam 439 bin istihdam kaybı var. 11-19 kişinin çalıştığı minik işletmelerin istihdamı ise bir yıl öncesine göre 99 bin kişi azalmış durumda. Sonuç olarak 20’den az kişinin çalıştığı işletmelerdeki toplam istihdam kaybı 538 bin gibi korkutucu bir düzeyde. Başlayan ekonomik krizin ilk vurduğu kesim küçük işletmeler olmuş gözüküyor.