Yılın ikinci çeyreğini kapsayan Nisan 2009 döneminde bir önceki aya göre işsizlik oranının azalmasına ve istihdam edilenlerin sayısının artmasına rağmen, istihdam piyasasındaki bozulma sürüyor. İşsiz sayısındaki ve işsizlik oranındaki azalma büyük ölçüde mevsimsel nedenlerden kaynaklandı. Bahar mevsimi ile tarım ve inşaatta gözlenen mevsimsel istihdam artışı, işsizlik oranlarında göreli bir düzelme sağladı. Ancak bu düzelme geçen yıl nisan döneminde yaşanan mevsimsel düzelme ile karşılaştırıldığında çok cılız kaldı.
İşsizlik oranı, mart-nisan-mayıs aylarını kapsayan Nisan 2009 döneminde mart dönemine göre 0.9 puan azalarak yüzde 14.9’a geriledi. Tarım dışı işsizlik oranı 0.7 puan azalarak yüzde 18.2, gençler arasındaki işsizlik oranı da 1 puan azalarak yüzde 26.5 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı, marta göre 550 bin kişi artarak 20 milyon 698 bine çıktı. İşsiz sayısı ise 158 bin kişi azalarak 3 milyon 618 bin kişiye indi.
Yıllık olarak ise işgücüne dahil olanlar 755 bin kişi artarak 24 milyon 316 kişiye çıkarken istihdam 530 bin kişi azalarak 20 milyon 698 bin kişiye düştü. Buna bağlı olarak işsiz sayısı geçen yıla göre 1 milyon 285 bin kişi ve yüzde 55 artarak 3 milyon 618 bin kişiye çıktı.
İŞSİZLİKTE DÜZELME YOK
İlk bakışta olumlu gözüken bu verilere karşın, gelişmelerin ayrıntılarına bakıldığında işgücü piyasasındaki kötüye gidişin sürdüğü görülüyor. İşsizlik oranının geçen yıla göre farkı ocaktan beri görülen en yüksek seviyeye çıktı. İşsizlik oranı mart döneminde geçen yıldan 4.8 puan yüksekti, nisanda bu fark 5 puana çıktı. Tarım dışı işsizlik oranı, martta geçen yılın 5.5 puan üzerindeydi, nisanda 5.9 puan üzerine çıktı. Gençler arasındaki işsizlik oranı, martta geçen yılın 7.7 puan üzerindeydi, nisanda fark 8.9 puana yükseldi.
Ekonomik krizin baskısıyla nisan ayında istihdamda yaşanan mevsimsel iyileşme, geçen yılın çok gerisinde kaldı. Geçen yıl nisanda, mart ayına göre istihdam edilen kişi sayısı 839 bin kişi artmıştı, bu yıki artış 550 bin kişide kaldı. Geçen yıl nisandaki istihdam artışı, işgücü sayısının yüzde 12’si düzeyindeydi, bu yılki artış sadece yüzde 7.4’ü kadar oldu. Geçen yıl istihdamdaki artışın kurumsal olmayan nüfusa oranı yüzde 5.6 idi, bu yıl bu oran yüzde 3.6’ya düştü. Bu veriler işsizlikteki kötü gidişin değişmediğini gösteriyor.
ARTIŞIN İÇİ ÇÜRÜK
İstihdamda aylık olarak gözlenen 550 bin kişilik artışın yapısına bakıldığında bu artışın esas olarak tarımda, kırsal kesimde, ücretsiz aile işçisi olarak ve kayıtdışı gerçekleştiği görülüyor. Sanayide ise istihdam kaybı sürüyor.
İstihdamdaki aylık artışın 333 bin kişi ile yüzde 60’ı, çalışan kadın sayısındaki artıştan geliyor. Kadın istihdamındaki artışın 265 bin kişi ile yüzde 80’ini kırsal kesimdekiler, 201 bin kişi ile yüzde 60’ını ücretsiz aile işçileri oluşturuyor.
İstihdamdaki aylık artışın 393 bin kişi ile yüzde 71.5’i tarımda, 95 bin ile yüzde 17.3’ü inşaatta ve 74 bin kişi ile yüzde 13.5’i hizmetlerde gerçekleşti. Buna karşın sanayideki istihdam azalmaya devem etti ve 13 bin kişilik bir düşüş daha yaşandı.
İstihdam artışının 398 bin ile yüzde 72.4’ü kırsal kesimde gerçekleşti. Bu, tarımdaki mevsimsel istihdam artışına paralel bir durum. Tarımdaki istihdam artışının 264 bin ile üçte ikisini ücretsiz aile işçileri oluşturdu.
İstihdamdaki 550 bin kişilik artışın 518 bin ile yüzde 94.2’sini kayıtdışı istihdamın oluşturması da bir diğer dikkat çekici gelişme. Bu veri, istihdam artışının ağırlıklı olarak tarım ve inşaat sektörlerinde, kırsal kesimde, kadın ve ücretsiz aile işçisi olarak gerçekleşmesi ile uyum gösteriyor. Ancak tarım dışı istihdamda gözlenen 157 bin kişilik artışın da 120 bin ile yüzde 76.4’ünün kayıtdışı olması dikkat çekiyor.
Güncel ekonomik ve sosyal veriler ile ekonomik-sosyal politikalar üzerine bir gazetecinin notları. Sohbet konusu da olur, ders-ödev konusu da...
16 Temmuz 2009 Perşembe
10 Temmuz 2009 Cuma
Sanayi istim kaybetmeye başladı
İmalat sanayii kapasite kullanım oranına ilişkin haziran verileri, sanayide mart ayından itibaren gözlenen kısmi toparlanmanın önemli ölçüde güç kaybettiğini ortaya koydu. Veriler, iç talepteki durgunluğu kırmak için getirilen vergi indirimlerinin sanayi üretimine olumlu etkisinin de kaybolmaya başladığını gösteriyor.
İmalat sanayii kapasite kullanım oranı haziran ayında mayısa göre 2.3 puan artarak yüzde 72.7’ye çıktı. Kapasite kullanım oranı Haziran 2008’deki düzeyinin 9.6 puan altında bulunuyor. Mart ayında 16.5 puan olan yıllık düşüş miktarı yılın ikinci çeyreğinde kademeli olarak azalarak nisanda 14.9 puana, mayısta 12 puana, haziranda 9.6 puana geriledi.
İlk bakışta olumlu seyrin devam ettiğine işaret eden kapasite kullanım oranını verilerinin ayrıntıları ile üretim artışı ve beklentilere ilişkin rakamlar, sanayide ikinci çeyrekte açmaya başlayan havaların yeniden bulutlanmaya başladığını haber veriyor.
GÜN SAYISINA GÖRE DÜŞÜŞ VAR
Mayıs ayında hazirana göre 3 gün daha az çalışıldığı dikkate alınırsa, kapasite kullanım oranında artış değil düşüş var. Mayıs ayında 19 işgünü bulunmasına karşın haziran ayında 22 iş günü bulunuyordu. Kapasite kullanım oranı mayıs ayına göre 2.3 puan artmış olmasına karşın, çalışılan gün sayıları dikkate alındığında 7.6 puanlık bir düşüş var. Gün sayısı dikkate alındığında geçen yıla göre olan düşüş de 9.6 puandan 12.9 puana çıkıyor.
BEKLENTİLER BOZULUYOR
Son dönemde, özellikle de mayısta bir sonraki aya ilişkin beklentilerde ciddi bir iyileşme gözlenirken haziranda ise beklentiler kötüleşmeye başladı.
Üretimlerinin nisanda yüzde 8.5, mayısta yüzde 7.6 artığını belirten sanayiciler, haziranda üretim artışının hız keseren yüzde 5.8’e gerilediğini bildirdi. Bir sonraki aya ilişkin üretim artışı beklentisi nisanda yüzde 9, mayısta üzde 6.7 iken, haziranda ciddi bir düşüşle yüzde 1.4’e indi.
İç piyasa satışlarının nisanda yüzde 10.9 arttığını bildiren sanayicilere göre iç satış artışı, mayıs ve haziranda yüzde 6.4 düzeyinde kaldı. Bir sonraki aya ilişkin iç satış artışı beklentisi ise mayısta yüzde 6.2 iken haziranda ciddi bir düşüşle yüzde 0.4’e indi.
Bu arada tam kapasite ile çalışamama nedenleri arasında iç talep yetersizliği hala yüzde 51.9 ile en büyük payı almasına karşın, nisan ve mayısa göre geriledi. Buna karşın dış pazarlardaki talep yetersizliğinin payı sürekli artarak haziranda yüzde 33.1’e çıktı.
VERGİ İNDİRİMİ ETKİSİ KAYBOLUYOR
Katma değer ve özel tüketim vergisi oranlarında yapılan indirimlerin üretimi canlandırma etkisinin haziranda yavaşladığı görülüyor. Vergi indirimlerinden olumlu etkilenen sektörlerin temmuza ilişkin beklentileri de bozuluyor.
Haziranda üretimlerinin yüzde 11.9 arttığını bildiren otomotiv endüstrisi, temmuzda yüzde 0.5’lik bir üretim düşüşü bekliyor. Haziran ayında üretimlerinin yüzde 6.5 arttığını bildiren mobilya üreticileri, temmuzda sadece yüzde 0.7’lik bir artışı bekliyorlar.
Vergi indirimi etkisini en az hisseden televizyon üreticileri haziranda üretimlerinin yüzde 2.8 düştüğünü, temmuzda ise sadece yüzde 1.2’lik bir artış beklediklerini bildirdiler. Bilgisayarın yer aldığı büro makineleri kaleminde haziranda yüzde 5.9’luk bir üretim artışına karşın, temmuzda yüzde 2.9 düşüş bekleniyor. Beyaz eşyanın yer aldığı makine ve techizat imalatında ise haziranda yüzde 4.1’lik bir üretim artışına karşın temmuzda sadece yüzde 0.9 artış bekleniyor.
İmalat sanayii kapasite kullanım oranı haziran ayında mayısa göre 2.3 puan artarak yüzde 72.7’ye çıktı. Kapasite kullanım oranı Haziran 2008’deki düzeyinin 9.6 puan altında bulunuyor. Mart ayında 16.5 puan olan yıllık düşüş miktarı yılın ikinci çeyreğinde kademeli olarak azalarak nisanda 14.9 puana, mayısta 12 puana, haziranda 9.6 puana geriledi.
İlk bakışta olumlu seyrin devam ettiğine işaret eden kapasite kullanım oranını verilerinin ayrıntıları ile üretim artışı ve beklentilere ilişkin rakamlar, sanayide ikinci çeyrekte açmaya başlayan havaların yeniden bulutlanmaya başladığını haber veriyor.
GÜN SAYISINA GÖRE DÜŞÜŞ VAR
Mayıs ayında hazirana göre 3 gün daha az çalışıldığı dikkate alınırsa, kapasite kullanım oranında artış değil düşüş var. Mayıs ayında 19 işgünü bulunmasına karşın haziran ayında 22 iş günü bulunuyordu. Kapasite kullanım oranı mayıs ayına göre 2.3 puan artmış olmasına karşın, çalışılan gün sayıları dikkate alındığında 7.6 puanlık bir düşüş var. Gün sayısı dikkate alındığında geçen yıla göre olan düşüş de 9.6 puandan 12.9 puana çıkıyor.
BEKLENTİLER BOZULUYOR
Son dönemde, özellikle de mayısta bir sonraki aya ilişkin beklentilerde ciddi bir iyileşme gözlenirken haziranda ise beklentiler kötüleşmeye başladı.
Üretimlerinin nisanda yüzde 8.5, mayısta yüzde 7.6 artığını belirten sanayiciler, haziranda üretim artışının hız keseren yüzde 5.8’e gerilediğini bildirdi. Bir sonraki aya ilişkin üretim artışı beklentisi nisanda yüzde 9, mayısta üzde 6.7 iken, haziranda ciddi bir düşüşle yüzde 1.4’e indi.
İç piyasa satışlarının nisanda yüzde 10.9 arttığını bildiren sanayicilere göre iç satış artışı, mayıs ve haziranda yüzde 6.4 düzeyinde kaldı. Bir sonraki aya ilişkin iç satış artışı beklentisi ise mayısta yüzde 6.2 iken haziranda ciddi bir düşüşle yüzde 0.4’e indi.
Bu arada tam kapasite ile çalışamama nedenleri arasında iç talep yetersizliği hala yüzde 51.9 ile en büyük payı almasına karşın, nisan ve mayısa göre geriledi. Buna karşın dış pazarlardaki talep yetersizliğinin payı sürekli artarak haziranda yüzde 33.1’e çıktı.
VERGİ İNDİRİMİ ETKİSİ KAYBOLUYOR
Katma değer ve özel tüketim vergisi oranlarında yapılan indirimlerin üretimi canlandırma etkisinin haziranda yavaşladığı görülüyor. Vergi indirimlerinden olumlu etkilenen sektörlerin temmuza ilişkin beklentileri de bozuluyor.
Haziranda üretimlerinin yüzde 11.9 arttığını bildiren otomotiv endüstrisi, temmuzda yüzde 0.5’lik bir üretim düşüşü bekliyor. Haziran ayında üretimlerinin yüzde 6.5 arttığını bildiren mobilya üreticileri, temmuzda sadece yüzde 0.7’lik bir artışı bekliyorlar.
Vergi indirimi etkisini en az hisseden televizyon üreticileri haziranda üretimlerinin yüzde 2.8 düştüğünü, temmuzda ise sadece yüzde 1.2’lik bir artış beklediklerini bildirdiler. Bilgisayarın yer aldığı büro makineleri kaleminde haziranda yüzde 5.9’luk bir üretim artışına karşın, temmuzda yüzde 2.9 düşüş bekleniyor. Beyaz eşyanın yer aldığı makine ve techizat imalatında ise haziranda yüzde 4.1’lik bir üretim artışına karşın temmuzda sadece yüzde 0.9 artış bekleniyor.
8 Temmuz 2009 Çarşamba
Sanayide tek ayaklı toparlanma topal kalmaya mahkum
Sanayide iç talep kaynaklı kısmi toparlanma mayısta da sürdü. Sanayi üretimi nisana göre yüzde 5.03 arttı. Buna karşın sanayi üretimi geçen yılın yüzde 17.4 altında.
Üretim artışında vergi indirimlerinin de etkisiyle iç talepte gözlenen hareketlenme önemli rol oynadı. Üretim artışına ihracattan bir destek gelmedikçe güçlü bir toplarlanma şansı yok.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Sanayi Üretim Endeksi mayıs ayında nisan ayına göre yüzde 5.03 yükselerek 102.3 puana çıktı. Buna karşın Sanayi Üretim Endeksi geçen yılki düzeyinin yüzde 17.4 altında bulunuyor.
İmalat sanayiinde üretim nisana göre yüzde 5.53, elektrikte yüzde 3.02 ve madencilikte yüzde 0.60 arttı. Geçen yıla göre ise üretim, imalat sanayiinde yüzde 18.99, madencilikte yüzde 12.94 ve elektrikte yüzde 5.53 düştü.
Sanayi Üretim Endeksi 5 ay aradan sonra mayısta yeniden 100 puan sınırının üzerine çıktı. Buna rağmen mayıs ayı sanayi üretimi, tüm aylar dahil edildiğinde Şubat 2007’deki düzeyinin bile altında bulunuyor. Sadece mayıs ayları karşılaştırıldığında ise 2009 üretimi, Mayıs 2005 sonrasında görülen en düşük üretim düzeyini ifade ediyor.
ÜRETİM ARTIŞI İÇ TALEP KAYNAKLI
Üretim artışı görülen sektörlerdeki ihracatın seyrine bakıldığında üretim artışında ihracatın pek etkili olmadığı görülüyor. Mayısta üretim artışı gözlenen sektörlerin önemli bölümünde ihracat mayıs ayında gerileme kaydetti. Sanayi üretimindeki artışın esas olarak iç talep kaynaklı olduğu anlaşılıyor. Dış pazarlardan gelen talepte bir artış ortaya çıkmadıkça sanayi üretiminde belirgin bir yükseliş eğiliminin ortaya çıkması beklenemez.
YILLIK DÜŞÜŞTE FREN SÜRECEK
Sanayi üretimindeki en yüksek yıllık düşüş, şubat ayında yüzde 23.82 ile yaşandı. Sonraki aylarda yıllık düşüş oranı yavaş yavaş azaldı. Yıllık düşüş oranı mayısa kadar 6.41 puanlık bir iyileşme gösterdi. Sanayi Üretimi Endeksi’nin geçen yılki seyrine bakıldığında yıllık düşüş oranındaki iyileşme eğiliminin haziran ve sonraki aylarda da süreceği görülüyor.
Sanayi Üretim Endeksi geçen yılki en yüksek düzeyini 123.9 puan ile mayıs ayında görmüştü. Endeksin mayıs ayı düzeyi aynı zamanda Kasım 2007’deki 127.1 puandan sonraki en yüksek ikinci düzeyi idi.
İç talepteki daralma ve global krizin etkisiyle geçen yıl mayıs ayından sonra Sanayi Üretim Endeksi, yavaş yavaş gerilemeye başladı ve bu gerileme aralık ayından itibaren keskinleşti.
Bu nedenle mayıs ayına kadar yıllık karşılaştırmada görünümü olumsuz yönde etkileyen baz etkisi, hazirandan itibaren olumlu bir katkı yapmaya başlayacak. Sanayi üretimi, mart ayından itibaren aylık olarak arttığı için yıllık düşüş oranlarını frenlemeye başlamıştı. Sanayi üretimi, haziran ayı ve sonrasında aylık artmasa ve sadece düzeyini korusa bile yıllık düşüş hızındaki yavaşlama sürecek.
VERGİ İNDİRİMİ ETKİSİ SÜRÜYOR
Otomotiv, elektronik ve elektrikli ev eşyaları ile mobilya olmak üzere vergi indirimlerinin sanayi üretimine olumlu etkisi mayıs ayında da sürdü. Elektrikli ev aletlerini kapsayan makine ve techizat imalatında üretim nisan ayına göre yüzde 16.82 arttı. Motorlu taşıt imalatındaki aylık artış, önceki aylara göre biraz yavaşlamakla birlikte yüzde 12.53 ile imalat sanayii içinde en yüksek oranlardan birisi oldu. Mobilya üretimi aylık olarak yüzde 10.19, televizyon üretimi ise yüzde 8.66 arttı.
Vergi indirimleriyle gelen toparlanmaya rağmen motorlu taşı üretimi hala geçen yıla göre en fazla üretim kaybına uğrayan sektör durumunda. Motorlo taşıt üretimi geçen yılın yüzde 41.86 altında bulunuyor.
Vergi indirimlerinin etkisi dayanıklı tüketim malları üretiminin aylık olarak yüzde 15.93 artmasında da kendini gösterdi. Dayanıklı tüketim malları, geçen yılki üretim düzeyine en fazla yaklaşan sınıf oldu. Dayanıklı tüketim malları üretimi geçen yılın yüzde 4.04 altında bulunuyor.
Sanayi malı üretimi de mayısta aylık olarak yüzde 10.66’’lık bir artış gösterdi. Buna karşın sanayi malı üretimi hala geçen yılki düzeyinin yüzde 35.78 altında bulunuyor.
Metal cevherleri madenciliğinin yüzde 26.01 ile en yüksek aylık artışı gösteren sektör olması dikkat çekti. Metal cevherler madenciliğinde üretim böylece geçen yılki düzeyinin bile yüzde 10.51 üzerine çıktı. Metal cevherler üretiminde ihracat katkısı olmadan yaşanan bu artış, ana metal sanayiinde gelecek aylarda yaşanacak bir hareketin habercisi olabilir.
GÜN HESABIYLA ARTIŞ DAHA YÜKSEK
Ay içindeki iş günü sayıları dikkate alındığında sanayi üretimindeki artış daha yüksek çıkıyor. Nisan ayında 21 iş günü olmasına karşın mayıs ayında çalışılan gün sayısı 19 oldu. Sanayi üretiminde yüzde 5.03 olan aylık artış, gün sayıları hesaba katıldığında yüzde 16.09’u buluyor.
Aynı durum yıllık karşılaştırmada da geçerli. Sanayi üretiminde yüzde 17.40 olan yıllık düşüş, iş günü sayıları dikkate alınınca yüzde 8.71’e geriliyor.
Üretim artışında vergi indirimlerinin de etkisiyle iç talepte gözlenen hareketlenme önemli rol oynadı. Üretim artışına ihracattan bir destek gelmedikçe güçlü bir toplarlanma şansı yok.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Sanayi Üretim Endeksi mayıs ayında nisan ayına göre yüzde 5.03 yükselerek 102.3 puana çıktı. Buna karşın Sanayi Üretim Endeksi geçen yılki düzeyinin yüzde 17.4 altında bulunuyor.
İmalat sanayiinde üretim nisana göre yüzde 5.53, elektrikte yüzde 3.02 ve madencilikte yüzde 0.60 arttı. Geçen yıla göre ise üretim, imalat sanayiinde yüzde 18.99, madencilikte yüzde 12.94 ve elektrikte yüzde 5.53 düştü.
Sanayi Üretim Endeksi 5 ay aradan sonra mayısta yeniden 100 puan sınırının üzerine çıktı. Buna rağmen mayıs ayı sanayi üretimi, tüm aylar dahil edildiğinde Şubat 2007’deki düzeyinin bile altında bulunuyor. Sadece mayıs ayları karşılaştırıldığında ise 2009 üretimi, Mayıs 2005 sonrasında görülen en düşük üretim düzeyini ifade ediyor.
ÜRETİM ARTIŞI İÇ TALEP KAYNAKLI
Üretim artışı görülen sektörlerdeki ihracatın seyrine bakıldığında üretim artışında ihracatın pek etkili olmadığı görülüyor. Mayısta üretim artışı gözlenen sektörlerin önemli bölümünde ihracat mayıs ayında gerileme kaydetti. Sanayi üretimindeki artışın esas olarak iç talep kaynaklı olduğu anlaşılıyor. Dış pazarlardan gelen talepte bir artış ortaya çıkmadıkça sanayi üretiminde belirgin bir yükseliş eğiliminin ortaya çıkması beklenemez.
YILLIK DÜŞÜŞTE FREN SÜRECEK
Sanayi üretimindeki en yüksek yıllık düşüş, şubat ayında yüzde 23.82 ile yaşandı. Sonraki aylarda yıllık düşüş oranı yavaş yavaş azaldı. Yıllık düşüş oranı mayısa kadar 6.41 puanlık bir iyileşme gösterdi. Sanayi Üretimi Endeksi’nin geçen yılki seyrine bakıldığında yıllık düşüş oranındaki iyileşme eğiliminin haziran ve sonraki aylarda da süreceği görülüyor.
Sanayi Üretim Endeksi geçen yılki en yüksek düzeyini 123.9 puan ile mayıs ayında görmüştü. Endeksin mayıs ayı düzeyi aynı zamanda Kasım 2007’deki 127.1 puandan sonraki en yüksek ikinci düzeyi idi.
İç talepteki daralma ve global krizin etkisiyle geçen yıl mayıs ayından sonra Sanayi Üretim Endeksi, yavaş yavaş gerilemeye başladı ve bu gerileme aralık ayından itibaren keskinleşti.
Bu nedenle mayıs ayına kadar yıllık karşılaştırmada görünümü olumsuz yönde etkileyen baz etkisi, hazirandan itibaren olumlu bir katkı yapmaya başlayacak. Sanayi üretimi, mart ayından itibaren aylık olarak arttığı için yıllık düşüş oranlarını frenlemeye başlamıştı. Sanayi üretimi, haziran ayı ve sonrasında aylık artmasa ve sadece düzeyini korusa bile yıllık düşüş hızındaki yavaşlama sürecek.
VERGİ İNDİRİMİ ETKİSİ SÜRÜYOR
Otomotiv, elektronik ve elektrikli ev eşyaları ile mobilya olmak üzere vergi indirimlerinin sanayi üretimine olumlu etkisi mayıs ayında da sürdü. Elektrikli ev aletlerini kapsayan makine ve techizat imalatında üretim nisan ayına göre yüzde 16.82 arttı. Motorlu taşıt imalatındaki aylık artış, önceki aylara göre biraz yavaşlamakla birlikte yüzde 12.53 ile imalat sanayii içinde en yüksek oranlardan birisi oldu. Mobilya üretimi aylık olarak yüzde 10.19, televizyon üretimi ise yüzde 8.66 arttı.
Vergi indirimleriyle gelen toparlanmaya rağmen motorlu taşı üretimi hala geçen yıla göre en fazla üretim kaybına uğrayan sektör durumunda. Motorlo taşıt üretimi geçen yılın yüzde 41.86 altında bulunuyor.
Vergi indirimlerinin etkisi dayanıklı tüketim malları üretiminin aylık olarak yüzde 15.93 artmasında da kendini gösterdi. Dayanıklı tüketim malları, geçen yılki üretim düzeyine en fazla yaklaşan sınıf oldu. Dayanıklı tüketim malları üretimi geçen yılın yüzde 4.04 altında bulunuyor.
Sanayi malı üretimi de mayısta aylık olarak yüzde 10.66’’lık bir artış gösterdi. Buna karşın sanayi malı üretimi hala geçen yılki düzeyinin yüzde 35.78 altında bulunuyor.
Metal cevherleri madenciliğinin yüzde 26.01 ile en yüksek aylık artışı gösteren sektör olması dikkat çekti. Metal cevherler madenciliğinde üretim böylece geçen yılki düzeyinin bile yüzde 10.51 üzerine çıktı. Metal cevherler üretiminde ihracat katkısı olmadan yaşanan bu artış, ana metal sanayiinde gelecek aylarda yaşanacak bir hareketin habercisi olabilir.
GÜN HESABIYLA ARTIŞ DAHA YÜKSEK
Ay içindeki iş günü sayıları dikkate alındığında sanayi üretimindeki artış daha yüksek çıkıyor. Nisan ayında 21 iş günü olmasına karşın mayıs ayında çalışılan gün sayısı 19 oldu. Sanayi üretiminde yüzde 5.03 olan aylık artış, gün sayıları hesaba katıldığında yüzde 16.09’u buluyor.
Aynı durum yıllık karşılaştırmada da geçerli. Sanayi üretiminde yüzde 17.40 olan yıllık düşüş, iş günü sayıları dikkate alınınca yüzde 8.71’e geriliyor.
3 Temmuz 2009 Cuma
Enflasyonda düşüş sona erdi, yatay dalgalanma dönemi başladı
Enflasyon haziran ayında düşüş eğilimine son vererek yönünü yukarı çevirdi. Yıllık enflasyon hem tüketici fiyatlarında, hem de üretici fiyatlarında mayıs ayındaki düzeylerinin üzerine çıktı. Ancak üretici fiyatları hala bir yıl öncesindeki düzeyinin altında bulunuyor.
Haziran ayında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) yüzde 0.11 gibi sınırlı bir artış göstermesine karşın geçen yıl haziran ayında aylık TÜFE eksi çıktığı için baz etkisiyle yıllık TÜFE mayısa göre 0.49 puan yükselerek yüzde 5.73’e çıktı. Merkez Bankası’nın son beklenti anketine göre haziran ayında TÜFE’nin yüzde 0.29 artması bekleniyordu. NTVMSNBC’nin anketindeki beklenti ise yüzde 0.09 idi.
Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) haziranda yüzde 0.94 ile geçen mayıstan bu yana görülen en yüksek artışını kaydetti. Yıllık ÜFE buna rağmen geçen yılın yüzde 1.86 altında bulunuyor. Mayısta yüzde eksi 2.46’yla yaşanan deflasyon 0.60 puanlık toparlanmaya rağmen hala sürüyor. Üretici fiyatlarında üç aydır fiyatlar bir yıl önceki düzeyinin altında seyrediyor.
MERKEZ HESAP VERECEK
Yıllık TÜFE’de görülen nisbi artışa rağmen haziran sonu itibarıyle yıllık enflasyon, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi politikası çerçevesinde para programında açıkladığı patikanın alt sınırının da altında bulunuyor. Para programında haziran ayında hedefle uyumlu patika uyarınca enflasyonun yüzde 8.8 merkez olmak üzere en fazla yüzde 10.80, en az ise yüzde 6.80 olması hedefleniyordu. Haziranda yüzde 5.73 olan TÜFE, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi patikasının alt sınırının da 1.07 puan altında kaldı.
Para politikası gereği Merkez Bankası 29 Temmuz’da açıklayacağı enflasyon raporunda, enflasyonun neden bu kadar düştüğünün nedenlerini açıklayacak ve patikaya uygun düzeye yükselmesi için alınması gereken önlemleri ortaya koyacak. Merkez Bankası tarihinde ilk kez enflasyonun fazla düşmüş olmasının hesabını verecek ve enflasyonu düşürmenin değil yükseltmesin çarelerini tartışacak.
Bu koşullar altında Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 16 Temmuz’da yapacağı toplantıda da faiz indirimlerini sürdürmesi beklenebilir.
YATAY DALGALANMA DÖNEMİ
Mart ayındaki duraklama dışında geçen ağustos ayından bu yana oldukça hızlı bir düşüş sergileyen TÜFE’de düşüş eğilimi, artık yerini hafif yükselme ve yatay seyire bırakıyor. Enerji fiyatlarında yüksek bir artış, kurlarda hızlı ve aşırı bir artış ve iç talepte tahminlerin ötesinde bir canlanma olmadıkça enflasyonun kalıcı bir yükselme eğilimine girmesi olası değil. Ancak geçen yılın enflasyon verilerine bakıldığında enflasyonun yüzde 5 sınırının altına inme ihtimali de çok düşük. Bu koşullar altında enflasyonun önümüzdeki aylarda küçük artışlar göstermekle birlikte ağırlıklı olarak yatay bir dalgalanma dönemine gireceği söylenebilir.
ÇEKİRDEKTE DÜŞÜŞ SÜRÜYOR
Yıllık temel enflasyon haziran ayında düşüşüne son vererek hafif bir artış göstermesine karşın çekirdek enflasyonlardaki düşüş sürüyor. Merkez Bankası’nın en yakından izlediği H ve I endeksleri, haziranda yüzde 3’ün de altına indi. TÜİK’in açıkladığı 9 çekirdek enflasyon göstergesinden sadece üçünde yıllık enflasyon mayısa göre yükseldi.
Merkez Bankası’nın en yakında izlediği I Endeksi mayısta yüzde 1.79 artarken haziranda yüzde 0.59 yükseldi. Mayısta yüzde 3.17’ye inen I Endeksi, baz etkisinin de katkısı ile haziranda yüzde 2.98’e geriledi.
HİZMETLERDE MEVSİMSEL ETKİ
Aylık artışta ulaştırma yüzde 2.82 ile ilk sırayı alırken, onu yüzde 1.17 ile haberleşme, yüzde 0.98 ile çeşitli mal ve hizmetler ve yüzde 0.97 ile haberleşme izledi. Buna karşın önceki iki ayda enflasyona en büyük katkıyı yapan giyim ve ayakkabıda fiyatlar haziranda yüzde 0.79 geriledi. Gıda ve alkolsüz içeceklerde de fiyatlar yüzde 1.56 düştü.
Yüzde 0.11 olan haziran ayı enflasyonudaki bu artışa en büyük katkıyı 0.27 puanla ulaştırma yaptı. Bunda belediye otobüsü zamları ile otomobil fiyatlarında vergi indirimi düzeyinin azalmasıyla yaşanan fiyat artışları etkili oldu. Konut enflasyonu 0.1 puanlık bir katkı yaptı. Bunda da su fiyatlarındaki artış etkili oldu.
Haziran ayı enflasyonuna en büyük katkıyı hizmet sektörlerinin yapması dikkat çekti. Ancak bunda mevsimsel etkilerin de rol oynadığını gözönünde bulundurmak gerekiyor. Hizmet kalemlerinde enflasyondaki aylık artışa karşın bazı alanlarda yıllık enflsayon hızlarının düşmesi dikkat çekiyor. Örneğin yüzde 2.82’lik artışla haziran enflasyonunda başı çeken ulaştırma fiyatları yıllık olarak düşmeye devam ediyor ve haziran itibarıyla geçen yılın yüzde 4.04 altında bulunuyor. Eğitim, sağlık, lokanta ve otel kaleminde de yıllık enflasyon mayıs ayındaki düzeylerinin altında bulunuyor. TÜFE’de ağırlığı yüksek kalemlerden olan konut kaleminde de yıllık enflasyon hızı mayısın altında.
ÜFE’Yİ PETROL YÜKSELTTİ
Haziran ayında ÜFE’nin yüzde 0.94 artış göstermesinde en büyük paya petrol ürünleri sahip oldu. Yüzde 5.58 fiyat artışı yaşayan bu sektör ÜFE’ye 0.99 puanlık bir yükselme etkisi yaptı. Tarım ÜFE artışına 0.27 puan, taş ve toprağa dayalı sanayi ise 0.11 puan katkıda bulundu.
Buna karşın elektrik fiyatlarındaki yüzde 9.34’lük düşüş ÜFE’yi 0.60 puan aşağı çeken bir etki yarattı. Makine ve techizat imalatı da ÜFE’yi 0.14 puan düşürücü yönde etkiledi.
Haziran ayında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) yüzde 0.11 gibi sınırlı bir artış göstermesine karşın geçen yıl haziran ayında aylık TÜFE eksi çıktığı için baz etkisiyle yıllık TÜFE mayısa göre 0.49 puan yükselerek yüzde 5.73’e çıktı. Merkez Bankası’nın son beklenti anketine göre haziran ayında TÜFE’nin yüzde 0.29 artması bekleniyordu. NTVMSNBC’nin anketindeki beklenti ise yüzde 0.09 idi.
Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) haziranda yüzde 0.94 ile geçen mayıstan bu yana görülen en yüksek artışını kaydetti. Yıllık ÜFE buna rağmen geçen yılın yüzde 1.86 altında bulunuyor. Mayısta yüzde eksi 2.46’yla yaşanan deflasyon 0.60 puanlık toparlanmaya rağmen hala sürüyor. Üretici fiyatlarında üç aydır fiyatlar bir yıl önceki düzeyinin altında seyrediyor.
MERKEZ HESAP VERECEK
Yıllık TÜFE’de görülen nisbi artışa rağmen haziran sonu itibarıyle yıllık enflasyon, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi politikası çerçevesinde para programında açıkladığı patikanın alt sınırının da altında bulunuyor. Para programında haziran ayında hedefle uyumlu patika uyarınca enflasyonun yüzde 8.8 merkez olmak üzere en fazla yüzde 10.80, en az ise yüzde 6.80 olması hedefleniyordu. Haziranda yüzde 5.73 olan TÜFE, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi patikasının alt sınırının da 1.07 puan altında kaldı.
Para politikası gereği Merkez Bankası 29 Temmuz’da açıklayacağı enflasyon raporunda, enflasyonun neden bu kadar düştüğünün nedenlerini açıklayacak ve patikaya uygun düzeye yükselmesi için alınması gereken önlemleri ortaya koyacak. Merkez Bankası tarihinde ilk kez enflasyonun fazla düşmüş olmasının hesabını verecek ve enflasyonu düşürmenin değil yükseltmesin çarelerini tartışacak.
Bu koşullar altında Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 16 Temmuz’da yapacağı toplantıda da faiz indirimlerini sürdürmesi beklenebilir.
YATAY DALGALANMA DÖNEMİ
Mart ayındaki duraklama dışında geçen ağustos ayından bu yana oldukça hızlı bir düşüş sergileyen TÜFE’de düşüş eğilimi, artık yerini hafif yükselme ve yatay seyire bırakıyor. Enerji fiyatlarında yüksek bir artış, kurlarda hızlı ve aşırı bir artış ve iç talepte tahminlerin ötesinde bir canlanma olmadıkça enflasyonun kalıcı bir yükselme eğilimine girmesi olası değil. Ancak geçen yılın enflasyon verilerine bakıldığında enflasyonun yüzde 5 sınırının altına inme ihtimali de çok düşük. Bu koşullar altında enflasyonun önümüzdeki aylarda küçük artışlar göstermekle birlikte ağırlıklı olarak yatay bir dalgalanma dönemine gireceği söylenebilir.
ÇEKİRDEKTE DÜŞÜŞ SÜRÜYOR
Yıllık temel enflasyon haziran ayında düşüşüne son vererek hafif bir artış göstermesine karşın çekirdek enflasyonlardaki düşüş sürüyor. Merkez Bankası’nın en yakından izlediği H ve I endeksleri, haziranda yüzde 3’ün de altına indi. TÜİK’in açıkladığı 9 çekirdek enflasyon göstergesinden sadece üçünde yıllık enflasyon mayısa göre yükseldi.
Merkez Bankası’nın en yakında izlediği I Endeksi mayısta yüzde 1.79 artarken haziranda yüzde 0.59 yükseldi. Mayısta yüzde 3.17’ye inen I Endeksi, baz etkisinin de katkısı ile haziranda yüzde 2.98’e geriledi.
HİZMETLERDE MEVSİMSEL ETKİ
Aylık artışta ulaştırma yüzde 2.82 ile ilk sırayı alırken, onu yüzde 1.17 ile haberleşme, yüzde 0.98 ile çeşitli mal ve hizmetler ve yüzde 0.97 ile haberleşme izledi. Buna karşın önceki iki ayda enflasyona en büyük katkıyı yapan giyim ve ayakkabıda fiyatlar haziranda yüzde 0.79 geriledi. Gıda ve alkolsüz içeceklerde de fiyatlar yüzde 1.56 düştü.
Yüzde 0.11 olan haziran ayı enflasyonudaki bu artışa en büyük katkıyı 0.27 puanla ulaştırma yaptı. Bunda belediye otobüsü zamları ile otomobil fiyatlarında vergi indirimi düzeyinin azalmasıyla yaşanan fiyat artışları etkili oldu. Konut enflasyonu 0.1 puanlık bir katkı yaptı. Bunda da su fiyatlarındaki artış etkili oldu.
Haziran ayı enflasyonuna en büyük katkıyı hizmet sektörlerinin yapması dikkat çekti. Ancak bunda mevsimsel etkilerin de rol oynadığını gözönünde bulundurmak gerekiyor. Hizmet kalemlerinde enflasyondaki aylık artışa karşın bazı alanlarda yıllık enflsayon hızlarının düşmesi dikkat çekiyor. Örneğin yüzde 2.82’lik artışla haziran enflasyonunda başı çeken ulaştırma fiyatları yıllık olarak düşmeye devam ediyor ve haziran itibarıyla geçen yılın yüzde 4.04 altında bulunuyor. Eğitim, sağlık, lokanta ve otel kaleminde de yıllık enflasyon mayıs ayındaki düzeylerinin altında bulunuyor. TÜFE’de ağırlığı yüksek kalemlerden olan konut kaleminde de yıllık enflasyon hızı mayısın altında.
ÜFE’Yİ PETROL YÜKSELTTİ
Haziran ayında ÜFE’nin yüzde 0.94 artış göstermesinde en büyük paya petrol ürünleri sahip oldu. Yüzde 5.58 fiyat artışı yaşayan bu sektör ÜFE’ye 0.99 puanlık bir yükselme etkisi yaptı. Tarım ÜFE artışına 0.27 puan, taş ve toprağa dayalı sanayi ise 0.11 puan katkıda bulundu.
Buna karşın elektrik fiyatlarındaki yüzde 9.34’lük düşüş ÜFE’yi 0.60 puan aşağı çeken bir etki yarattı. Makine ve techizat imalatı da ÜFE’yi 0.14 puan düşürücü yönde etkiledi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)