Gelir adaleti, bir ülke ve toplum için en önemli adalet göstergelerinden birisi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2016 yılı gelir ve yaşam koşulları araştırması bu alandaki gidişin adalet yönünde değil, adaletsizlik yönünde olduğunu gösteriyor.
Araştırmanın teknik özelliği nedeniyle yaşam koşulları 2016 yılı verilerine dayanıyor ancak gelir verileri bir önceki yıla, yani 2015 yılına ait. Yaşam koşullarından bağımsız değerlendirecek olursak gelir dağılımı ve göreli yoksulluk verileri aslında 2015 yılına aittir. Bu teknik özelliği hatırlatarak araştırmanın gelir dağılımı cephesindeki gelişmelerin öne çıkan yönlerini şöyle sıralayabiliriz:
* Gelir dağılımının temel göstergesi olan Gini katsayısı 0.397’den 0.404’e çıktı. Bu gelir dağılımının bir önceki yıla göre bozulduğunu ifade ediyor. Burada Türkiye’nin zaten OECD içinde en kötülerden birisi olduğunu da hatırlatalım.
* En zengin yüzde 20 ile en yoksul yüzde 20 arasındaki fark 7.57 kattan 7.68 kata çıktı. Bu açıdan da gelir adaletsizliğinde derinleşme var.
* Gelir dağılımı, özellikle iki kutupta yani en yoksul tarafta ve en zengin tarafta daha keskin bir uçurum haline geliyor. Her bir yüzde 5’lik gelir diliminin bir altındaki dilim ile gelir farkı, sayfadaki grafikte de görüldüğü gibi, orta gruplarda yüzde 10’un altında. En yoksul ikinci dilimin ortalama gelirinin, en yoksul yüzde 5’lik birinci dilimden farkı yüzde 53.1’i buluyor. En zengin uçtaki fark ise çok çok daha fazla. En zengin yüzde 5’lik dilimin ortalama geliri, toplumun yine en zenginleri arasında yer alan 19. yüzde 5’lik diliminin bile iki katı.
* Son iki yılda yüzde 5’lik gelir dilimlerine göre tüm gelir gruplarının payı azalırken sadece en zengin yüzde 5’lik dilimin payı arttı. En zengin yüzde 5’in gelirden aldığı pay 2015 araştırmasında 0.61 puan artmıştı. 2016 araştırmasında bu artış daha da hızlanarak 1.19 puana çıktı. Böylece en zengin yüzde 5’in payı iki yılda 1.80 puan artarak yüzde 21.36’ya çıktı. En zengin yüzde 5’in payı toplumun yüzde 45’inin gelirinden fazla.
* 2016 araştırmasına göre en yoksul 1. ve 2. gelir dilimlerinin payında sırasıyla 0.02 puan ve 0.01’er puanlık artış var. Ancak bir önceki yıl bu dilimlerin sırasıyla 0.05 puan ve 0.02 puan kayba uğradığı dikkate alınırsa son iki yılda kayıptalar.
* Dikkat çekici olan bir nokta da son iki yılda orta gelir gruplarının payındaki erime. Orta gelir gruplarının payı erirken, bu pay en zengin yüzde 5’e kayıyor. Örneğin 2016 araştırmasında 8. yüzde 5’lik dilimden başlayarak 19. yüzde 5’lik dilime kadar tüm orta gelir gruplarının gelirden aldıkları pay azaldı. 12 gelir diliminin payı toplam 1.18 puan azalırken, en zengin yüzde 5’lik dilimin payı 1.19 puan arttı. En zengin yüzde 5’lik gelir dilimi orta gelir gruplarındaki erimenin tamamını alırken bir miktar da daha alt gelir gruplarından pay almış durumda.
* Bu arada göreli yoksulluk oranlarında bir düşüş var. Ancak bu yoksulluğun azaldığı anlamına gelmiyor, daha çok hesaplama tekniğinden kaynaklanıyor. Göreli yoksulluk oranı, ortalama gelire göre değil medyan gelire göre, yani tüm fert gelirlerinin en ortasında yer alan gelir düzeyine göre hesaplanıyor. 2016 araştırmasında ortalama gelir yüzde 15.89 artarken medyan gelirdeki artış yüzde 13.93 ile daha düşük oldu. Bu da yoksulluk sınırlarının göreli olarak daha düşük hesaplanmasına ve göreli yoksulluk oranlarında düşüşe yol açtı. Aslında ortalama gelirin medyandan daha hızlı artması, üst gelir gruplarının gelirlerinin, alt gelir gruplarından daha hızlı artığını yani gelir dağılımının daha da bozulduğunu ifade ediyor. Yani yoksul kesimin göreli durumunda düzelme değil bozulma var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder