İster kriz
diye adlandırın, ister siyaset gereği başka sözcüklerle tanımlayın, Türkiye
ekonomisi, tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşamaya doğru
sürükleniyor. Üstelik bu daha önce yaşadıklarımızdan çok farklı yaşanacak.
Önceki krizler kamunun açıkları-borçlarının, bankacılık sisteminin açıkları
üzerine patlak vermişti.
Bugün ise
şirketler dünyasını saran bir borç sorunu ile karşı karşıyayız. İzlenen ekonomi
politikaları, şirketler dünyasını aşırı borçlanmayla zehirlemiş durumda.
Bugünkü krize
çözümler üretmek eskisinden çok daha zor olacak. Çünkü kamu ve bankacılıktan
kaynaklanan krizlere göre çok daha yaygın, karmaşık, içiçe geçmiş sorunlar
yumağı ile karşı karşıyayız. Bu yüzden kriz eskisinden uzun sürebilecek,
tahribatı daha yaygın ve uzun süreli olabilecek.
Krizin bu
karakteri nedeniyle şirketler alemindeki gelişmeler, süreçte birinci derecede
izlenmesi gereken alan haline geldi.
Bankacılık
tarafında kredi hacmi ve batık kredi oranlarına ilişkin veriler daha hararetle
izlenecek. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) derlediği kurulan ve
kapanan şirket verileri de bu süreçte, tarihinde olmadığı kadar fazla ilgi
görmeye başlayacak.
En son TOBB
verilerini bu gözle incelediğimizde sarsıntının, kurulan/kapanan şirket
verilerine yansımaya başladığını görüyoruz. Rakamlar, olası depremi gerçek kişi
ticaret işletmelerinin, yani KOBİ'ler ve esnafın, yılın 3. çeyreğinde sert bir şekilde yaşamaya başladığına
işaret ediyor.
Yaşadığımız
süreçte ekonomik konjonktür kısa vadeler içinde değiştiği için üçer aylık
dönemlerin verilerini birbiriyle karşılaştırarak gidişatı değerlendirmek daha
uygun.
Şirketler
alemindeki canlılığın düzeyini, kapanan şirketlerin kurulan şirketlere oranı
oldukça iyi yansıtır.
Yılın 2.
çeyreğinde kurulan her 100 yeni şirkete karşılık 9 şirket kapanmışken, 3.
çeyrekte bu sayı 17’ye yaklaşmış. Hızlı artışa rağmen bu rakam eski dönemlere
yakın bir düzeyde. Kapanan şirket oranının en yüksek olduğu sektörler enerji ve
tarım.
Ancak esas
olarak esnaf kesimini yansıtan gerçek kişi ticaret işletmelerinde 2. çeyrekte
yeni kurulan her 100 şirkete karşılık 35 şirket kapanırken, bu sayı 3. çeyrekte
84’e fırlıyor. Daha önceleri 40-50 arasında olan bu rakam, eskiye göre de çok
yüksek bir noktaya çıkmış. Madencilik, ticaret, ulaştırma, sağlık ve sosyal
hizmetlerde 3. Çeyrekte kurulandan daha fazla şahıs şirketi kapanmış.
Daha başlangıç
evresinde bile küçük şirketlerin hayatiyetinin bu kadar sarsılmış olması,
gelecek için hiç de iyi bir haber değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder