6 Kasım 2018 Salı

Enflasyonda en kötü dönem geride mi kaldı?



Ekim ayı enflasyon verileri, politik olarak öncekilerden daha önemle değerlendirilmesi gereken bir konu. Bunun birkaç nedeni var.
Birincisi ekim ayı, iktidarın çözüm olarak ortaya koyduğu “Enflasyonla topyekün mücadele” kampanyasının en önemli sınav ayıydı.
İkincisi, Rahip Brunson olayının “tatlıya bağlanması” üzerine kurlarda meydana gelen düşüş, enflasyon gelişmelerini de etkileyecekti.
Üçüncüsü Merkez Bankası’nın yüklü faiz artışının etkisi ortaya çıkmaya başlayacaktı.
Şimdi ekim enflasyonu eylülden düşük diye “en kötüsü geride kaldı” yorumları yapılabiliyor. Gerçekten en kötüsü artık geride mi kaldı?
Soruları ekim verilerinin ışığında yanıtlamaya çalışalım.

* “Enflasyonla topyekün mücadele” kampanyası başarılı oldu mu? Hayır olmadı. Fiyatlarda en az yüzde 10 indirim öngören kampanyaya ve dayanıklı mallardaki vergi indirimlerine rağmen fiyat artışları devam etmiş. Enflasyon sepetindeki 407 kalemin sadece 37’sinin fiyatı bir önceki aya göre düşerken, 328’inin fiyatı yükselmiş. Fiyatı yükselen kalemlerin sayısı, düşenlerin 8.86 katı.
* Enflasyon eylüldekinden daha düşük, devamı gelir mi? Evet, eylüle göre ekim enflasyona daha düşük. Ancak eylül enflasyonu, TÜİK’in bayram tatili nedeniyle ağustosun sonundaki zamları endekse yansıtmaması yüzünden de fazla çıkmıştı. Ekim ayı enflasyonunun eylüle göre daha düşük olması, bu eğilimin süreceği anlamına gelmiyor.
* Enflasyon gelişmeleri nelerden etkileniyor? Enflasyondaki seyirde iktidarın indirim kampanyası değil, kurlardaki gelişmeler ile tüketimin hızla fren yapması belirleyici. Kurlardaki kısmi gerileme, kur gelişmelerinin daha hızlı yansıdığı alanlarda sınırlı bir etki yaratmış. Ancak bu etki diğer alanlara yansımıyor. Genel atmosferi değiştirecek başka temel gelişmeler olmadan da bu yansıma ya olmaz, ya da çok cılız kalır.
İç talepteki hızlı daralma, belirsizlikler, yüksek faizler ve artan işsizliğin bir yansıması. Bu da enflasyon kadar önemli başka sorunların ifadesi.
* En kötüsü geride kaldı mı? Kesinlikle hayır. Düşen iç talep TÜFE’nin önümüzdeki aylarda gerilemeye başlamasını sağlayabilir. Ama üretici fiyatlarındaki enflasyon TÜFE’den 20 puan yüksek. Bu makas, TÜFE’deki düşüşün hem ekonomik durgunluk, hem de zaten zorda olan üretici şirketler cephesinde konkordato ve iflasların artmasını, bu da bankacılıkta sorunların su yüzüne çıkmasını getirecek.
Enflasyonun gelecek aylarda gerilese bile daha büyük sorunlar bizi bekliyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder