23 Temmuz 2012 Pazartesi

Bütçe bir ayda övünecek halden, dövünecek hale geldi


Ekonomi yönetiminin en fazla övündüğü konuların başında bütçe dengesi geliyor. Mayıs ayı 4.6 milyar TL gibi az görülecek bir bütçe fazlası kaydedilmişti. 5 aylık bütçe dengesi de sadece 432 milyon liralık küçük bir açık gösteriyordu. 5 aylık bütçe de dengde sayılırdı.
Haziran ayına gelince manzara aniden değişti. Mayısta 4.6 milyar TL fazla veren bütçe, bir anda 6.3 milyar TL açık verdi. Oysa bütçe sadece mayıs ayında değil geçen yılın haziranında da 3.1 milyar lira fazla vermişti. Haziran ayındaki yüklü açıkla birlikte bütçe, yılın ilk yarısını da 6.7 milyar lira açıkla kapatmak durumunda kaldı.
Haziran ayına gelene kadar bütçe performansıyla övünen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu kez sosyal güvenlik açıklarından, zorlu kış koşulları nedeniyle yapılan afet yardımlarından, yerel yönetimlere yapılan aktarımlardan, Devlet Demiryolları’nın yatırımları için verilen 1.9 milyar liradan yakındı. Hatta Maliye Bakanı Şimşek’in yakınmalarından vergi artışı sinyali çıkartanlar bile oldu.
Bütçenin bir anda ak iken karaya dönmesi, dışı dengede gözükse de içinin sağlam olmamasından kaynaklanıyor. Bütçenin üzerine oturduğu yapısal dengesizlikler, onu son derece kırılgan hale getiriyor. Bu durum da bütçeyi her rüzgardan aşırı ölçüde etkilenmesine yol açıyor.

Bütçe gelirlerinin yarısını dolaylı gelirler oluşturuyor. Böyle olunca tüketim biraz yavaşlarsa, ithalat biraz azalırsa vergi gelirlerinde ciddi düşüş ortaya çıkıyor. Buna karşın harcamaların yapısı aşağı yönde oynamaya imkan verecek durumda değil. Harcamaların da yüzde 26’sı personel giderlerinden yüzde 39.5’i de transfer giderlerinden oluşuyor. Dünya ekonomik krizinin etkisiyle faizlerdeki düşüş faiz giderlerinin toplam içindeki payını yüzde 15.6’ya kadar indirdi. Bu büyük imkana rağmen, bütçedeki yapısal sorunlar yüzünden kırılganlık sürüyor.
Bu ana kadar sıcak parayla şişen iç talep ve hızla artan ithalattan alınan vergiler, bütçenin dengede görünmesine çok yardımcı oldu. Şimdi ithalat ve iç tüketim yavaşlamaya başlayınca bütçe de sarsılmaya başladı.
Ancak hazirandaki ani değişimde dolaylı vergilerdeki azalma değil, harcamalardaki artış belirleyici oldu. Tam tersine yılın ilk üç ayına göre mayıs ve haziran aylarında dolaylı vergilerde az da olsa bir artış var. Hazirandaki açıkta cari transferlerdeki artış büyük rol oynadı.  Transfer kalemlerinin özellikle tam tanımı belli olmayan ve “diğer” alt başlığında toplanan harcamalardaki hareketlenme özellikle dikkat çekiyor.
Hükümetin bütçedeki yapısal dengesizliklerin su yüzüne çıkmasını önlemede en büyük yardımcısı da tek defalık gelirler oldu. Son vergi ve prim affı ile sağlanan gelirler 2011 bütçesini kurtardığı gibi 2012 bütçesine de ciddi bir katkıda bulunuyor. İlk 6 aydaki toplam bütçe gelirinin yüzde 10.5’i buradan geldi. Bu yasayla yapılan tahsilatlar da aksamaya başlayınca hükümet, affın affını çıkarmak gibi az rastlanacak bir yola başvurmak zorunda kaldı.
Yılın ilk 6 ayında vergi affından gelen gelir 17 milyar TL oldu. Buna Merkez Bankası’nın karından gelen 5.7 milyar lira da eklenince 22.8 milyar liralık gelir ortaya çıkıyor. Toplam gelirler geçen yıla göre yüzde 11 artarken, bu iki kalemdeki gelir artışı yüzde 113’ü buldu. Sadece bu iki kalem olmasaydı 6 aylık bütçe açığı 29.5 milyar dolar olacak, faiz dışı denge de 19.5 milyar lira fazladan 3.3 milyar lira açığa dönecekti.
Hükümet bütçedeki yapısal dengesizlikler alanında pek bir adım atmazken, tek defalık gelirlerle şapkadan tavşan çıkartarak görüntüyü kurtarmaya odaklanıyor. Bu yüzden de bütçe her rüzgarda yatağa düşecek bir zaafiyet içinde yaşamaya ve her zaman şapkadan çıkacak tavşandan medet ummaya devam ediyor.

http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder