Yılın
ilk çeyreğinde iç talep yerinde saymış ve büyümeye katkısı 1 puanın bile altına
inmişti. Geçen iki yılda büyüme, sırtını tamamen iç talebe dayamıştı. İç talep,
sıcak para ile balon gibi şişerken cari açık tehlikeli düzeylere çıkmıştı. Bu
durum ekonomik yapıda büyük bir dengesizliğin göstergesiydi. Ancak ilk çeyrekte
durumun tam tersine dönmesi ve iç talebin sert fren yapması da bir dengelenme
değil yeni bir dengesizlik haliydi.
İlk çeyreğe damgasını vuran bu manzara,
mart ayında sıcak para girişinin artmasıyla birlikte değişmeye başladı. Nisan ve mayıs verileri, iç talepteki hareketlenmenin
sürdüğünü teyid etti. Özellikle mayıs ayına ilişkin sanayi üretimi ve dış
ticaret verileri, iç talepte hızlı bir hareketlenmeye işaret ediyor.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış
dış ticaret miktar endekslerine göre mayısta ihracat bir önceki aya göre yüzde
0.55 gerilerken, ihracat yüzde 6.25 arttı. Bu farkta nisanda tam tersi olması, yani ihracat yüzde 7.65 artarken
ithalatın yüzde 2.44 düşmesinin yarattığı baz etkisinin de payı var. Ancak
miktar endekslerine alt sektörler düzeyinde baktığımızda ithalatın, mayıs ayında özellikle yatırım ve
tüketim malları alanında dikkat çekici bir artış kaydettiği görülüyor.
Sanayi ciro endekslerinde de benzer
sinyaller var. Aylık oynamalardan
arındırmak için sanayi ciro endeksine üç aylık ortalamalarla bakarsak,
sanayinin yurtiçi cirosunun yurtdışı cirosundan daha hızlı arttığı görülüyor.
Hareketlenen iç taleple birlikte ithalat
artış eğilimine girerken, dış borçlanmadaki artış da dikkat çekici bir düzeyde.
Dış borçlanmadaki artışın tamamı özel
kesimin kısa vadeli borçlanmasından oluşuyor. Bunun da yüzde 80’den fazlası kısa
vadeli borçlanma.
Mayısta
5.8 milyar dolarlık cari açığa karşılık Türkiye’ye 6.74 milyar dolarlık net
kaynak girişi oldu. Bunun 3 milyar dolarını, doğrudan yatırım, portföy yatırımı
ve mevduat olarak yabancılar getirdi. Yerliler de esas olarak dışarıdaki
mevduatlarından olmak üzere Türkiye’ye 1 milyar dolar getirdi.
Buna karşın özel kesimin mayıs ayındaki
dış borçlanması, 4.84 milyar dolar ile ikisinden de fazla oldu. Özel kesim borçlanmasının 4 milyar doları kısa
vadeli, 837 milyon doları da uzun vadeli borçlardan oluştu.
Özel
kesim borçlanmasının 3.23 milyar dolarını reel sektör, 1.61 milyar dolarını
bankalar yaptı. Reel kesimin borçlanmasının 2.4 milyar doları kısa vadeli, 801
milyon doları ise uzun vadeli borçlanma. Bankalar ise 1.6 milyar dolar kısa
vadeli, 36 milyon dolar uzun vadeli borç yaptı.
Mayıs ayında özel kesim cari açığın
yüzde 83’üne denk bir dış borçlanma gerçekleştirdi. Özel kesimin kısa vadeli
borçlanması, cari açığın yüzde 69’unu buldu.
Sadece
dış borçlanmanın payı değil, mirtarsal artışı da dikkat çekiyor. Nisanda 2.6
milyar dolar, mayısta 4 milyar dolar olmak üzere iki ayda kısa vadeli dış
borçlar toplam 6.6 milyar dolar arttı. Bu
miktar nisandan önceki 10 aylık toplam kısa vadeli dış borç artışından bile
daha fazla. Önceki 10 ayda kısa vadeli borçlardaki toplam artış 5.4 milyar
dolar ile son iki aydan 1.2 milyar dolar daha az olmuştu.
İç talepteki hareketlenme ekonomide bir
dengesizliği giderirken, bir diğerini yaratıyor. Bu da yıllardır uygulanan
düşük kur, sıcak para politikalarının ekonomide yarattığı kalıcı tahribatın bir ürünü.
Buna ekonomide dengelenme oldu diyebilir miyiz?
Mayısta sanayiyi ihracat değil iç talep gazladı
http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder