21 Ocak 2012 Cumartesi

‘İş’e yaramayan üniversite eğitimi

Ataması yapılmayan öğretmenler sorunu, eğitim sistemizin çarpıklığını ortaya koyan örneklerden birisi olarak gündemdeki yerini koruyor. Mevcut sistemde üniversite eğitimi ile istihdam arasındaki ilişkinin ne kadar bozuk kurulduğunu gösteren örneklerden birisi de fen edebiyat fakültesi (FEF) mezunları alanında yaşanıyor.
FEF mezunları son günlerde seslerini duyurabilmek için çeşitli çabalar sürdürüyorlar. FEF mezunları, memur atamalarında kendilerine ayrılan kadro sayısının azalarak artık yok olma noktasına geldiğini dile getiriyorlar. Ocak 2011 atamasında 4 bin 300 lisans diplomalı kadronun 220’si, haziran atamasında 17 bin 100 lisans diplomalı kadronun 148’i, kasım atamasında ise 3 bin 800 kadronun sadece 36’sı FEF mezunlarına ayrılmış. Bu yüzden KPPS’de yüksek puanlar alan arkadaşlarının bile işe girme şansı bulamadığından şikayetçiler.

Fen edebiyat fakültelerinde kimya, yabancı dil, psikoloji gibi bir meslek kazandıran bölümler olduğu gibi, tarih, coğrafya, Türk dili, fizik gibi doğrudan bir mesleğe karşılık gelmeyen bölümler de yer alıyor. Bu bölümlerin mezunları ya fark dersleri vererek öğretmen olmaya çalışıyorlar, ya da özel bir nitelik gerektirmeyen işlerin peşine düşüyorlar.
Bu bölümler istihdamda pek yer bulmamasına karşın üniversite kontenjanlarında geniş bir yer bulabiliyor. 2011’de fen edebiyat fakültelerinin kontenjanı 15 bin 266 idi. Adı fen fakültesi, edebiyat fakültesi, sosyal bilimler fakültesi olmakla birlikte fen ve edebiyat fakültesi ile aynı bölümleri barındıran programlar da katıldığında kontenjanlar 82 bin 675’i buluyor. Bu da toplam kontenjanların yüzde 11.28’ini oluşturuyor.
Üniversite kontenjanlarının yüzde 11.28’i bu alana ayrılmasına karşın, memur kontenjanlarının yüzde 1’inden bile azının bu alana ayrılması büyük bir çelişki oluşturuyor. İş övünmeye gelince üniversite kontenjanlarının nasıl artırıldığından söz edilirken, iş istihdama gelince diplomanın işe yaramadığını söylemek büyük bir adaletsizlik.
İş-Kur’un yayınlamaya başladığı kayıtlı işsiz verilerine baktığımızda, üniversite eğitimi ile istihdam arasındaki kopukluğun en yüz kızartıcı örneklerini görüyoruz. Şoför, konfeksiyon işçisi, ütücü, büro işçisi, çaycı, bekçi, tarlada işçi, boyacı olarak çalışmak üzere İş-Kur’a başvurmuş üniversite mezunları, yüksek lisans mezunları var. Hatta beden işçisi olarak çalışmaya hazır doktora mezunları bile var. Bu tablo, maalesef geriye söyleyecek söz bırakmıyor.

(http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder