2016 yılı istihdam cephesinde de, üretim cephesinde de kötü geçti. Ekonomi, geçen yılın üçüncü çeyreğinde 2008-2009 krizinden bu yana ilk kez küçüldü. Yıllık büyüme rakamlarının da pek iç açıcı olmayacağı görülüyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre sanayinin 2016 karnesi de hiç parlak değil. TÜİK verilerinden yaptığımız hesaplamalara göre 2016’da işsiz sayısı da 275 bin kişi ve yüzde 9 arttı. Böylece işsizlik oranı da 0.61 puan daha artarak yüzde 10.91’e tırmandı.
2016’nın kötü karnesi bu yıl için de olumsuz bir zemin oluşturuyor. Ekonominin lokomotif gücü olan sanayide üretim, ciro, istihdam ve çalışılan saat verileri, özellikle istihdam cephesi için 2017’ye dair umutlu bir tablo ortaya koymuyor. Sanayinin 2016 performansı, 2017’de anlamlı bir istihdam artışına takadı olmadığını gösteriyor.
Üretim endeksine göre sanayide 2015’te yüzde 3.17 olan üretim artışı, 2016’da yüzde 1.86’ya geriledi. Sanayideki toplam ciro artışı da 2015’te yüzde 8.35 iken 2016’da yüzde 7.07’ye geriledi. Sanayideki yüzde 7.30’luk yıllık ortalama enflasyonu da dikkate alırsak ciro artışı yüzde 2.66’da kalıyor.
İstihdam cephesinde de ciro ve üretim cephelerindekine paralel bir görünüm var. 2015’te yüzde 0.26’lık minik bir artışla yerinde sayan sanayi istihdam endeksi, geçen yıl yüzde 1.24 düştü. 2015’te istihdamdaki artışa rağmen sanayide çalışılan saat endeksi yüzde 0.78 gerilemişti. 2016’da ise sanayide çalışılan saat miktarı yüzde 1.82 daha azaldı.
Sanayide çalışan başına düşen ortalama çalışma süresi, istihdamdaki düşüşe rağmen gerilemeye devam etti. Sanayide çalışan kişi başına ortalama çalışma süresi 2015’te yüzde 1.04 azalmıştı, 2016’da bunun üzerine yüzde 0.58’lik bir azalma daha oldu.
Üretim ve ciro çok zayıf bir artış gösterirken ve 2015’ten daha kötü bir performans sergilerken, sanayideki toplam brüt ücret ve maaş miktarındaki artış, çok daha yüksek oldu ve hızlandı. Sanayide brüt ücret ve maaş miktarı 2015’te yüzde 13.69 artarken, 2016’daki artış yüzde 15.90’a çıktı.
Sonuç olarak 2016’da toplam brüt ücret ve maaş ödemelerindeki artış oranı, üretim ve ciro artış oranlarının kat kat üzerinde bulunuyor. Brüt ücret ve maaş ödemelerindeki artış oranı ciro artış oranının 2.25 katı, üretim artış oranının ise tam 8.57 katı.
2016’nın ortaya koyduğu üretim, ciro ve ücret-maaş dengesi, istihdam artışı için uygun bir zemin ortaya koymuyor. Çünkü bir yandan istihdamdaki düşüşe rağmen ücret ve maaşlar toplamındaki artış, üretim ve ciro artışının çok üzerine çıkıyor. Diğer yandan ise hala çalışan başına çalışma süresi azalmaya devam ediyor. Çalışan başına çalışma süresi düşerken, sanayinin istihdam artışına yönelmesi, pek mümkün gözükmüyor.
Bu durumu ancak sanayi yatırımlarında radikal bir artış değiştirebilirdi. Eğer 2016’da sanayi yatırımları hızlı bir biçimde artmış olsaydı, 2016’da önce kişi başına çalışma sürelerinin artmaya başlayacağını, ardından da istihdam artışının başlayacağını söyleyebilirdik.
Ama böyle bir durum da yok. Makine teçhizat yatırımlarının ikinci çeyrekte sadece 1.7 arttığını, üçüncü çeyrekte ise yüzde 2.7 daraldığını dikkate alırsak, devreye girecek yeni yatırımların istihdamda anlamlı bir artış getireceğini ummak da mümkün değil. Global, siyasi ve piyasa belirsizliklerini de hesaba katarsak, manzara daha da kararıyor.
Bu koşullarda sanayicilere adeta salma salarak “istihdam seferberliği” ilan etmenin, sanayinin mevcut gerçeklerine gözlerini kapatıp, referanduma kadar göz boyayacak bir atımlık barut peşinde koşmaktan başka bir anlamı yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder