Mali kural çıktı, çıkıyor derken ve piyasa aktörleri öngörülerini buna göre oluştururken, birden hava tersine döndü. Mali kuralın birinci elden sahibi gözüken Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın verdiği mesajların tersine, yasa TBMM tatile girmeden önce çıkartılmadı. Ne zaman çıkartılacağı konusunda verilen tüm mesajlar ise muğlak, açıkçası laf çevirmekten ibaret.
Tatilden önce çıkartılmayan yasanın, tatilden sonra gündeme gelip gelmeyeceği belirsiz. Bu belirsizlikle birlikte, yasanın sahibi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da uzun bir sessizlik dönemine girdi. Hatta küstüğü, kimseyle görüşmediği söylentileri bile ortaya döküldü. Babacan, sessizlikten çıktığı zaman da mali kural konusunda bir ses vermedi.
Bu süre içinde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i daha fazla görür, duyar olduk. Şimşek’in söyledikleri de yaratılan belirsizlik ortamını beslemekten başka bir işe yaramıyor. Maliye Bakanı Şimşek geçen hafta bu konudaki soruları yanıtlarken “Zaten üstü örtük bir mali kuralın yıllardır uygulandığını ve 2011 yılı bütçesinin orta vadeli mali plana göre hazırlanacağını açıkladım” dedi.
Bu sözlerden iki mesaj çıkartıldı. Birincisi, orta vadeli planın, mali kuralın yerine geçebileceği idi. Oysa birisi sadece üç yıllık bir plan, diğeri ise bu planın nasıl hazırlanacağına dair oyunun kurallarını belirleyen düzenleme. Herhangi bir plan, kuralın yerini tutamaz.
Çıkartılan ikinci mesaj ise mali kuralın zaten örtülü bir şekilde uygulanmakta olduğu, dolayısıyla yasanın da o kadar önemli olmadığı şeklinde. Bu noktada Maliye Bakanı’nın haklı olduğunu kabul edersek, daha önce mali kuralın bir devrim olarak sunulmasını yersiz bulmamız gerekecek.
Maliye Bakanı Şimşek, açıklamasında yasanın ne zaman çıkacağı konusunda ise “Mali kuralın ne zaman yasalaşacağı tamamen Meclis’in takdirinde bir konudur” dedi. Kuşkusuz bu genel-geçer ifade de konuya bir netlik getirmeye hizmet etmiyor. Merak edilen ve öğrenilmek istenen şey, konunun Meclis’in takdirinde olup olmadığı değil, hükümetin ve Maliye Bakanı’nın bu konudaki planının, isteğinin ne olduğudur.
Ekonomiden sorumlu bakanların, hükümetin bu konuda samimi olduğunu göstermek için söyleyecekleri bir cümle yeter: “Mali kural yasasını Meclis tatile girmeden çıkartamadık. 2011 bütçesinden örnce de çıkartmak teknik olarak mümkün olmayabilir. Ama biz yine de 2011 bütçesini mali kural yasa tasarısındaki koşullara uygun olarak hazırlayacağız.”
Böyle basit ve net bir cümle kurmak yerine belirsizliği sürdüren açıklamalarla zaman geçirilmesinden çıkartılabilecek sonuçlar şunlar olabilir:
· Hükümet bu konuda ne yapacağına, referandum sonucunu görmeden karar vermeyecektir.
· Mali kural yasası ile verilen mesajın tersine, iktidar partisi, “bütçe imkanlarını kendi partisinin siyasi stratejisine hizmet edecek şekilde kullanma” kültüründen ari değildir.
· Kültür farkı olmamasına rağmen mali kuralın gündeme gelmesi, sıcak para girişinin sürmesini sağlamak içindir.
· Kur tartışması yapanlar, bunu gözönüne almalıdır. Çünkü kurun yükselmesi bu strateji ile çelişir.
· Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu konuda Başbakan Erdoğan ile tam uyum içinde değildir. Maliye Bakanı Şimşek, Başbakan Erdoğan’ın duruşunu bu konuda daha iyi temsil etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder