Yeni teşvik sisteminin uzun süredir bekleyen sektörel
ayrıntılar da nihayet açıklandı ve yürürlüğe girdi. Yeni sistemin maddi ayağı,
yani vergi indirimleri, devlet katkısı oranı, faiz desteği, gelir vergisi ve
sigorta primi desteği gibi noktaları daha önce açıklanmıştı. Şimdi hangi
sektörlerin hangi ilde nasıl destekleneceğine ilişkin düzenleme de açıklandı.
Böylece resmin tamamı ortaya çıkmış oldu.
Maddi
destekler bölümü açıklandığında yaptığımız hesaplama ile değişiklikten karlı
çıkan illerin sayısının zararlı çıkanlardan daha az olabileceğini örnek bir
hesaplamayla göstermiştik. Yapılan
sunumlarda en fazla desteğin sağlandığı 6. bölgeye sağlanan imkanlara vurgu
yapılıyor ve bu imkanlarla Doğu ve Güneydoğu’daki illerin Avrupa’nın Çin’i
olacağı anlatılıyor. Ancak resmin bütününe bakınca teşvik sınıflamasında 2, 3
ve 4. bölgede yer alan illerden kayba uğrayanların sayısı da oldukça fazla.
Bu yeniliklerin yatırımcılarda il tercihlerini ne
ölçüde değiştireceğini görmek için zamana ihtiyaç var. Çünkü yatırımlarda il
tercihini sadece devlet katkısının düzeyi belirlemiyor.
Ancak
sektörlere ilişkin düzenlemelere bütünlüklü olarak baktığımızda, söylenenin
tersine asıl etkinin katma değeri düşük yatırımlarda olma ihtimali oldukça
yüksek gözüküyor. Sektörlere ve
illere yönelik düzenlemelerde katma değeri düşük alanlardaki kısıtlamaların
daha da gevşetildiğini görüyoruz.
Bölgesel-sektörel teşvik sistemine 2009 yılında
ekonomik kriz koşullarında geçilmişti. 2011 yılında sistemde ana uygulama
değiştirilmeden bazı düzenlemele
yapıldı. 2011’de yapılan bu düzenlemelerle örneğin gıda sektöründe teşvik
kapsamı dışında tutulan birçok alan kapsam içine alınmıştı. 2011 yılında yapılan düzenlemenin, katmadeğeri düşük alanlara kriz
dönemindekinden daha fazla kolaylık getirmesi ilginç bir durumdu.
Bu eğilim
2012 düzenlemelerinde de genişleyerek sürdü. Örneğin daha önce çok büyük ölçüde teşvik kapsamı dışında tutulan gıda
ile iplik ve dokuma yatırımları, 15 ili kapsayan 6. bölgede teşvik kapsamına
alınıyor. Ayrıca kütlü pamuk işleme, bisküvi, gofret, fındık kırma ve kavurma
tesisi yatırımları gibi katma değeri düşük alanlar, genel olarak teşvik kapsamı
dışındayken kapsam içine alındı. Bu
arada GDO şaibesi altındaki mısır irmiği üretimi teşvik kapsamına alınırken,
okul öncesi eğitim yatırımlarının kapsam dışına çıkartılması da ilginç bir
çelişki yaratıyor.
İllere ve sektörlere yönelik düzenlemelerin genel
dengesi, hafif sanayi lehine ağırlığı artıracak nitelikte. Bunu dengeleyecek
olan büyük ölçekli yatırımlar ve stratejik yatırımlar olarak tanımlanan
alandaki gelişmeler olabilir. Büyük ölçekli yatırımlarda asgari yatırım
sınırları ciddi ölçüde aşağı çekildi. Örneğin ana kimya maddelerinde 1 milyar
TL, diğer kimyasal ürünlerde 300 milyon TL olan asgari yatırım sınırı, hepsi
için 200 milyon liraya indirildi. İlaç üretiminde 100 milyon TL olan asgari
sınır yarı yarıya azaltıldı.
Asgari
yatırım sınırının aşağı çekilmesinin yatırımları artırıcı etkisi olduğu kadar,
yatırımların katma değeri yüksek alanlarda olma şansını düşürme ihtimali de
var. Bu durum büyük ölçekli yatırımlardan beklenen katma değer artışının
umulandan daha düşük kalmasına yol açabilir.
Bu dengeleri
itibarıyla yeni sistem, amaçlarından birisi olan istihdamı artırmaya destek
olsa da cari açık sorunuyla doğrudan bağlantılı olan katma değeri yüksek üretim
alanında arzulanan sonucu vermeyebilir.
http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder