Bütçe dengesi, Türkiye’nin sıcak paracılara satabildiği neredeyse tek ekonomik gösterge durumuna düştü. Ne cari açık, ne enfl asyon, ne de büyüme tarafında sıcak paracılara sunulabilecek bir hikaye yok. İçerideki ve dışarıdaki politik riskler ve hukuki ve siyasi öngörülebilirlik cephesi ise zaten sislerle, bulutlarla kaplı vaziyette.
Bu koşullarda “son kale” haline gelen bütçenin performansı daha da önem kazanıyor. “Son kale” de sadece bütçe dengesine bakıldığında durumu kurtarıyor gözükse de iç yapısında olumsuz gelişmeler öne çıkıyor ve yapısal sorunları sürüyor.
2016 bütçe sonuçlarına farklı açılardan baktığımızda şunları görüyoruz:
• 2015’te 23.53 milyar TL olan bütçe açığı, 5.73 milyar TL ve yüzde 24.37 artarak 29.26 milyar liraya çıktı.
• Faiz dışı bütçe dengesindeki bozulma daha ileri boyutta. 2015’te 29.48 milyar TL olan faiz dışı bütçe fazlası, 8.49 milyar TL ve yüzde 28.8’lik bir düşüşle 20.99 milyar liraya kadar indi.
• Üstelik bütçe açığındaki bu artış, gelirlerde hedefl enenden 13.61 milyar TL daha fazla bir artış olmasına rağmen gerçekleşti. Bütçe gelirleri 540.82 milyar liralık hedefin üzerine çıkarken bir önceki yıla göre 71.65 milyar TL ve yüzde 14.84 artarak 554.43 milyar TL oldu.
• Bütçe gelirlerindeki artış borç azaltmak için kullanılmak yerine olduğu gibi harcamaları artırmakta kullanıldı. Bütçe harcamaları 570.51 milyar TL’lik hedefin 13.18 milyar TL üzerine çıkarak 583.69 milyar TL’ye tırmandı. Bütçe harcamaları 2015’e göre ise yüzde 15.28 ve 77.38 milyar TL artmış oldu.
• Burada altı çizilmesi gereken bir nokta da, hükümetin bütçe kanunu ile TBMM’nin kendisine vermiş olduğu harcama yetkisini yine aşmış olması.
• Burada altı çizilmesi gereken bir nokta da, hükümetin bütçe kanunu ile TBMM’nin kendisine vermiş olduğu harcama yetkisini yine aşmış olması.
• Özelleştirme gelirleri, Merkez Bankası’ndan gelen yüksek temettü gibi bir defalık gelirler hesap dışı tutulursa bütçede manzara iyice bozuluyor. 2016’nın 11 aylık özelleştirme gelirleri 10.96 milyar TL ile 2015’in tamamına ait rakamdan 4.5 milyar dolar daha fazla. Merkez Bankası’nın kur artışı sayesinde rekor kıran karından gelen temettü de 9.3 milyar TL ile 2015’ten 3.5 milyar TL daha fazla. Merkez Bankası’nın ödediği kurumlar vergisindeki artış da 889 milyon lirayı buluyor. Özelleştirme ve Merkez Bankası’ndan bütçeye gelen katkıda 2015’e göre meydana gelen artış 8.89 milyar lirayı buluyor. Bu iki kalemin etkisi olmasaydı bütçe açığı 38 milyar lirayı aşacaktı.
• Bütçe giderleri bir önceki yıla göre yüzde 15.28 artarken, personel giderleri yüzde 19.04, mal ve hizmet alımları yüzde 18.38 arttı. Cari transferlerdeki artış ise yüzde 23.10’u buldu. Buna karşın yatırım kalemlerindeki artış sadece yüzde 1.02 oldu. Sermaye giderleri sadece yüzde 3.92 artarken, sermaye transferleri yüzde 14.91 azaldı.
• Bütçe giderlerindeki her 100 liralık artışın 30.76 lirası personel giderlerine, 54.53 lirası ise cari transferlere giderken yatırımların alabildiği pay sadece 89 kuruş oldu.
• Bütçe içinde yatırımların payındaki düşüşün bir nedeni de kamu- özel işbirliği projelerinde uygulanan yöntem ile büyük yatırımların bütçe dışına çıkartılmış olması. Büyük yatırımlar bu formülle bütçe dışına çıkartılmış gözükse de, bu projeleri üstlenen gruplara verilen alım garantileri ve onların borçlarına verilen kamu garantileri ile işin yükü hala kamunun üzerinde bulunuyor. Bu yolla bugün için bütçenin dışında gözüken bu yükler aslında gelecek yılların bütçelerine aktarılmış oluyor.
• Kurumlar vergisi gelirleri yüzde 28.7 arttı ve vergi gelirleri içindeki payı 1.18 puanlık bir artışla yüzde 9.37’ye çıktı. Ancak gelir vergisi artışı yüzde 12.65 ile ortalama artışa yakın düzeyde kaldı. Gelir vergisinin vergi gelirleri içindeki payı sadece 0.03 puanlık mikro bir artışla yüzde 21.06 oldu. Buna karşın bu alanın en sorunlu ayağı olan dolaylı vergilere dayalı vergi yapısı aynen devam etti. Dahilde alınan dolaylı vergilerin, vergi gelirleri içindeki payı 0.74 puan artarak yüzde 41.71’e çıktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder