Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon hesabına esas alınan sepet ağırlıklarında yaptığı değişiklikleri açıkladı. 2017 yılı enflasyon hesabı yeni sepet ağırlıklarıyla yapılacak.
Enflasyon sepetinde ağırlığı en fazla artan kalem 2 puanlık artışla ulaştırma olmasına rağmen en fazla tartışılan nokta gıdanın payındaki 1.91 puanlık düşüş oldu. 2016 enflasyon sepetinde ağırlığı yüzde 23.68 olan gıdanın 2017 sepetindeki ağırlığı yüzde 21.77’ye düşürüldü.
Oysa TÜİK’in 2015 yılına ait en son hanehalkı bütçe araştırmasına göre, bireysel tüketimde gıdanın payında bir önceki yıla göre 0.56 puanlık bir artış var. Ailelerin tüketiminde gıdanın payı artarken TÜFE’de gıdanın payı düşebilir mi? Bu soruya TÜİK yetkililerinin yanıtı, farkın esas olarak turistlerin gıda harcamalarındaki düşüşten kaynaklandığı şeklinde.
Peki bu mümkün mü? Turistlerin gıda harcamalarındaki düşüş, bizim enflasyon sepetimizi böyle etkileyebilir mi? Gerçekten 2016’da Rusya’nın ambargosu ile terör olayları yüzünden turist sayısı ve gelirlerinde büyük bir düşüş yaşandı. Putin’in ambargosu ve terörün turizme etkisi, TÜFE sepetini bu kadar değiştirebilir mi?
Türkiye’ye gelen yabancı turist ve gurbetçilerin ciddi bir çoğunluğu, konaklama tesislerinde değil de kendi evinde, kirada veya tanıdıklarının evinde kalıyor. Örneğin 2016’nın ilk 9 ayında yabancı turist ve gurbetçiler, toplam geceleme sayısının yüzde 59.39’unu kendi evlerinde veya tanıdık evinde ya da kiralık evde gerçekleştirdiler. Bu yüzden de turistler, önemli miktarda mutfak harcaması yapıyorlar.
Yılın ilk 9 ayında toplam gelen yabancı turist ve gurbetçi sayısı yüzde 26.38, toplam geceleme sayısı yüzde 15 düştü. Toplam turizm gelirinde yüzde 30.41 gibi ciddi bir kayıp ortaya çıkarken yabancı turist ve gurbetçilerin yaptıkları gıda ve içecek harcaması miktarı 849 milyon dolar ve yüzde 17.81 azaldı.
Bu durumda turizmdeki gelişmelerin TÜFE sepetinde gıdanın payının düşmesinde etkili olduğu görülüyor. Ancak buna rağmen bu durum gıdanın payındaki toplam 1.91 puanlık düşüşü açıklamaya tek başına yeterli değil. Çünkü turistlerin gıda harcamasındaki 849 milyon dolarlık düşüş toplam gıda harcaması içinde çok küçük bir paya sahip.
Yeni GSYİH verilerine göre hane halklarının ve turistlerin yıllık toplam gıda harcaması 2015’te 118.4 milyar dolar düzeyindeydi. Turistlerin gıda harcamasındaki düşüşün yıllık toplamda 1.2 milyar dolara ulaştığını kabul etsek bile bu ancak toplam gıda harcamasında yüzde 1’lik bir düşüşe tekabül ediyor. Bu miktarın toplam tüketim içindeki payı ise sadece yüzde 0.22.
Toplam içindeki payı bu kadar olan bir düşüşün enflasyon sepetinde bu ölçüde etki yaratmış olması zor gözüküyor.
Yeni milli gelir hesapları ile sektörlere ilişkin istatistikler arasındaki uyumsuzluğun bir yeni örneğiyle de karşı karşıya olabiliriz. Ayrıca tüketim kalıbında gıdadan lokanta kalemine kayışın da gıdanın payındaki düşüşte hatırı sayılır bir etkisi olmuş olabilir. Bunun dışında gıda enflasyonunun ortalamanın altında kalmasının, buna karşın ulaştırma gibi dövizden etkilenen kalemlerdeki fiyat artışlarının daha yüksek olması da sepette gıdanın etkisini düşürücü etki yapmıştır.
Bunları 2016 yılı GSYİH verileri ve hanehalkı bütçe araştırmasındaki tüketim dağılımı açıklandığında daha iyi anlayabileceğiz.
Ancak şunu da not etmek gerekir ki, gıdanın payının düşmesi hesaplanan enflasyonu da mutlaka düşüreceği iddiası da yanlış. Çünkü tabloda görüldüğü gibi 2016 enflasyonu eğer yeni sepet ağırlıklarıyla hesaplansaydı, 0.41 puan daha yüksek çıkacaktı. Çünkü sepette payı düşen gıda enflasyonu 2016’da ortalamanın altında kalırken, 2017’de sepet payı artan ulaştırma ile sigara-alkolde enflasyon ortalamanın çok üstüne çıktı.
Büyük olasılıkla kur artışlarının fiyatlara yansımasına bağlı olarak, TÜFE sepetindeki değişiklik 2017 enflasyon hesabını yükselten bir etki yaratacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder