TÜİK’in geçen hafta yayınladığı dış ticaret değer ve miktar endeksleri, bu alandaki kötü gidişi bir kez daha çarpıcı bir biçimde ortaya koydu. Dış ticaret miktar endekslerinin ortaya koyduğu manzara,tahmin edilenden çok daha çarpıcı. Miktar olarak ithalatın en fazla arttığı sektörler, tam da Türkiye’nin ihracatta yıllardır en güçlü olduğunu düşündüğü sektörler.
Bu yılın 3. çeyreğinde gerek geçen yılın 3. çeyreğine göre, gerekse bu yılın 2. çeyreğine göre ithalatın miktar olarak en fazla arttığı sektörün konfeksiyon sektörü olması, manzaranın ne denli acıklı olduğunu ortaya koymaya yetiyor. Konfeksiyon, Türkiye’nin dünya pazarlarında en iddialı olduğu sektörlerden birisi. Çin karşısında üretim kalitesi ve büyük pazarlara yakınlığı açısından üstünlük sağlayabileceğine inanılıyor. Oysa bu sektörde ithalat geçen yıla göre miktar olarak yüzde 52.9 artmış. Sadece bir çeyrek öncesine göre artışın bile yüzde 49.1 gibi olağanüstü yüksek olması, global pazarlardaki rekabet gücüyle övündüğümüz konfeksiyon sektörünün, kendi pazarında bile tuş olduğunu gösteriyor. Aynı dönemde giyim eşyası ihracatının miktar olarak yüzde 1.9 gerilemiş olması, toprağın yavaş yavaş altımızdan kaymakta olduğuna işaret.
İhracatın iddialı sektörlerinden ana metal sanayii ile makine sanayinin durumu da pek farklı değil. Ana metal sanayiinde 2. çeyreğe göre miktar olarak ihracat yüzde 30.1 düşerken, ithalat yüzde 22.3 artmış. Dünyanın her yanında rekabet edebilen makine ve teçhizat sektöründe ithalat, 2. çeyreğe göre yüzde 12.5 artarken ihracat yüzde 3.6 gerilemiş durumda.
Otomotivde ihracat 2. çeyreğe göre miktar olarak yüzde 12.1 düşerken, ithalat yüzde 3.6 arttı. Bir zamanların ihracat lideri televizyon sektöründe ihracat 2. çeyreğe göre yüzde 15.9 düşerken, ithalat yüzde 9.9 artmış bulunuyor.
2. ve 3. çeyrek karşılaştırmasında reel kurun küçük bir gerileme ile yerinde saydığını da dikkate alırsak, bu sorunun sadece kura bakarak çözülmeyeceği de ortada. Ayrıca yıllık veriler, kurdaki düşüşün ithalatı pek de ucuzlatmadığını gösteriyor. İthalat değer endeksi geçen yılın 3. çeyreğine göre dolar bazında yüzde 6.9 artarken, TL bazındaki artış da yüzde 7.6 olmuş. Yani Türkiye’ye mal satanlar, kurun değerindeki düşüşü kendi fiyatlarını yukarı çekmek için değerlendirmişler. Çünkü aynı dönemde dolar bazında ihracat değer endeksi artışı yüzde 1.5 ile ithalattakinin çok altında.
Bu arada ihracat fiyat endeksindeki artışın TL bazında yüzde 2.17 ile yüzde 8.73 olan ÜFE’nin çok gerisinde kalması, ihracatçının kar marjının, kriz yılından bile daha aşağıya düştüğünü gösteriyor.
3. çeyrekte dış ticaret miktar endeksleri | ||||
2. Çeyreğe göre değişim | Yıllık değişim | |||
İhracat | İthalat | İhracat | İthalat | |
İmalat sanayi | -6.73% | 7.45% | 4.87% | 18.05% |
Giyim eşyası | -1.92% | 49.09% | 12.17% | 52.91% |
Ana metal sanayi | -30.11% | 22.31% | -4.91% | 8.80% |
Makine ve teçhizat | -3.56% | 12.48% | 17.28% | 51.79% |
Radyo, televizyon | -15.92% | 9.87% | -22.07% | 7.85% |
Otomotiv | -12.11% | 3.58% | 6.13% | 43.59% |
TOPLAM | -6.47% | 5.73% | 5.30% | 15.49% |
İhracattaki ithalatın payının artması ülke ekonomisi açısından olumsuz durumu gösteriyor. Türkiye'de İhracati Geliştirme Merkezi, TİM, İhracatçı Birlikleri vb. ihracata yönelik faalyet gösteriyor, bu konda devlet teşvikleri veriliyor. Ancak, ihracat içindeki ithalat payının çoğalması veriln bu teşviklerin aslında ithalata gittiğini düşündürüyor bana. Oysa bir İthalatı Geliştirme ve Düzenleme İthalatı Geliştirme ve Düzenleme Birliği kurulsa, bu merkez hem ithal edilecek ürünleri düzenlese (üretimdeki ihtiyaca ve üretimide yerli katkıyı artıracak şekilde)ve ithal edilen ürünlerin ülkemizdeki üretimi baltalayıp baltalamayacağını araştırsa, raporlar yayınlasa, ülkedeki sanayiyi geliştirmek için önemli ithal ürünlerine gerekirse teşvik verse daha iyi olmaz mı. Bu konudaki düşünceni yzar mısın?
YanıtlaSilMedeni