30 Nisan 2012 Pazartesi

Para politikasının direksiyonu, sıcak paraya teslim


Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, yılın ikinci enflasyon raporunu açıkladı. Merkez Bankası’nın enflasyon raporu., genelde “Enflasyon tahmininde ve para politikasında değişiklik yok” şeklinde özetlendi. Aslında enflasyon raporu ve Başkan Başçı’nın sunumu, yüksek cari açık ve sıcak paraya aşırı bağımlı politikaların, ekonomiyi ne kadar kırılgan bir duruma düşürdüğünün itirafı şeklinde.
Merkez Bankası, enflasyon hedeflemesi politikasının temel aracı olarak sunulan politika faizini (haftalık repo ihalesi faizi) anlamsız ve değersiz hale getirmiş bulunuyor. Bunun yerine geniş bir faiz koridoru politikası izliyor. Fonlama faizini her gün, duruma göre düşürüyor da, aşırı ölçüde yükseltiyor da. Piyasaya verilen para miktarı da bir gün kısılıp, bir gün gevşetilebiliyor. Böylece faizler, günden güne yüzde 5 ile yüzde 11.5 arasında oynayabiliyor.
Başçı, Merkez Bankası’nın bu oynaklığının ölçüsünü ve yönünü “küresel fon akımlarının hareketin göre” ayarladıklarını söylüyor. Sıcak para gitmeye kalkarsa para politikası o gün sıkılaştırılıyor, geldiğinde ise gevşetiliyor. Bu aslında para politikasının rotasının, sıcak paranın gel-gitlerine teslim edildiğinin itirafından başka birşey değil.

Öyle bir noktadayız ki, Merkez Bankası’nın bu politikasının doğruluğunu, yanlışlığını tartışmak bile yersiz. Çünkü Merkez Bankası yanlış da olsa, buna mecbur. Çünkü yüksek cari açık ve sıcak paraya aşırı bağımlılık, ekonomiyi son derece kırılgan hale getirdi. Bu yüzden ekonomi, uluslararası serseri paranın gel-gitlerine, önceki yıllardan çok daha hassas hale geldi. Sıcak para çıkışları, ekonomik dengelelerde daha büyük dalgalanmalar ve hasarlar yaratıyor. Bu nedenle, enflasyonun fırlamasını ve ekonomide sert inişi önleyebilmek için Merkez Bankası, sıcak parayı içerde tutmaya ve kurların yükselmesini önlemeye mecbur. Böyle olunca da bütün gücüyle sıcak paranın günlük hareketlerine odaklanmak zorunda. Merkez Bankası’nın ekonomik aktörlerin önünü aydınlatan bir projektör rolü oynamak yerine belirsizlik politikası izlemesi, tıpkı bir spekülatör gibi oynak ve değişken olması, bu mecburiyetten kaynaklanıyor.
Merkez Bankası Başkanı Başçı, bu esnekliği başka merkez bankalarının elinde olmayan bir güç olarak sunuyor. Oysa bir merkez bankası için belirsizlik politikasına mahkum olmak, güç değil zaaafiyet göstergesi sayılabilir. Bu yüzden Merkez Bankası’nın politikasında bir değişikliğe gitmediğini söylemek de anlamsız kalıyor. Çünkü eğer her gün farklı yönde hareket edebilmek bir politikaysa, bunu yıllarca değiştirmeden sürdürebilirsiniz.

Merkez Bankası’nın şu ana kadar büyük hasar almadan durumu idare etmiş görünmesini sağlayan şey de Avrupa’da krizin sancılarını yatıştırmak için piyasaya sürülen bol para oldu. Yani şu ana kadar sonucu asıl belirleyen sıcak para oldu. Oyunun sonunu belirleyen de sıcak para olacak.
Merkez Bankası’nın ana görevi olan enflasyon konusunda da enterasan bir durum ile karşı karşıyayız. Merkez Bankası Başkanı, enflasyon hedefini değil, enflasyon tahminini taahhüt ediyor. Başkan Başçı, soruları yanıtlarken “Biz yüzde 6,5 enflasyon tahminimizi bu yıl için koruyoruz. Buna ulaşma yönünde herhangi bir engel çıkarsa, gerekli tedbirleri gecikmeksizin alacağımızı taahhüt ediyoruz. Merkez Bankası olarak çok kuvvetli bir taahhüt veriyoruz” dedi. Oysa bugüne kadar Merkez Bankası başkanları, enflasyon tahmininin bankanın enflasyon hedefinin yerine geçmeyeceğini, Merkez Bankası’nın asıl taahhüdünün enflasyon hedefi olduğunu söyleye gelmişlerdi. Başçı, ise enflasyon hedefine değil tahminine ulaşmayı taahhüt ediyor. Üstelik bu tahmin, ağırlıklı olarak baz etkisinin getireceği oynamalarla açıklanıyor.

http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder