En son işsizlik verilerine göre Türkiye genelinde ortalama işsizlik oranı yüzde 10.6. Üniversite ve yüksek okul mezunları arasındaki işsizlik oranı, yüzde 11.5 ile genel ortalamanın yaklaşık olarak 1 puan üzerine çıkıyor. Buna karşın okur-yazar olmayanlar arasındaki işsizlik oranı, sadece yüzde 4.5. Lise altı eğitimliler, yani sadece ilk öğretim almış olanlar arasındaki işsizlik oranı da yüzde 9.7 ile genel ortalamanın altında. Meslek lisesi mezunları arasındaki işsizlik oranı yüzde 12.4’e çıkıyor. En yüksek işsizlik oranı ise yüzde 15.3 ile lise mezunları arasında.
Bu rakamlara bakarsak okumak “iş”e yaramıyor. Çünkü eğitim arttıkça işsizlik oranı da artıyor. Ancak bu çarpık görüntünün nedeni, çalışmadığı halde iş aramayanların işsiz sayılmaması. Aslında çalışma çağında olan üniversite mezunlarının yüzde 68.8’i bir işte çalışırken, okur-yazar olmayanların sadece yüzde 20.1’i, lise altı eğitimlilerin yüzde 43.7’si bir işte çalışıyor. Meslek lisesi mezunlarının da yüzde 59.2’si istihdam ediliyor.
İSTİHDAMIN DÖRTTE ÜÇÜ EĞİTİMSİZ
Eğitim-istihdam ilişkisindeki tek çarpıklık bu değil. Asıl sorun çalışanların dörtte üçünün bir mesleki eğitim almamış olmaları. Şu anda istihdam edilenlerin yüzde 15’i yüksek öğrenim, yüzde 9.7’si de meslek lisesi veya teknik lise mezunu. Yani çalışanların sadece yüzde 24.7’si bir meslek eğitimi almış durumda.
Buna karşın çalışanların yüzde 5’i okur-yazar bile değil. İstihdamın omurgasını ise yüzde 60.4’lük pay ile sadece ilk öğretimi bitirmiş olanlar oluşturuyor. Yani istihdamın neredeyse üçte ikisi en fazla ilk öğretim eğitimi almış insanlardan oluşuyor.
Bu hesaplamalar Temmuz 2010 verileriyle yapıldığı için yaz dönemi tarımdaki eğitimsiz işgücü artışı yüzünden böyle bir görüntü çıktığı düşünülmesin. Aynı hesaplamayı 2009 ve 2008’in yıllık ortalamalarıyla da yapsanız, hatta kriz öncesi tarım istihdamının en düşük olduğu Şubat 2008 verileriyle de yapsanız manzara değişmiyor.
Bir diğer çarpık nokta ise üniversite mezunları arasında bile işgücüne katılım oranının yüzde 77.8 olması. Her 6 üniversite mezunundan birisi, bir işte çalışmadığı halde iş de aramıyor. Her üç meslek lisesi mezununun da biri, çalışmadığı halde iş aramıyor. Yani bir yandan çalışanlar içerisinde meslek eğitimi almışların oranı çok düşük, diğer yandan meslek eğitimi almış insanların ciddi bir bölümü işgücünün tamamen dışında kalıyor.
Eğitim ile istihdam arasındaki bu çarpık ilişki düzeltilmeden refahın ve rekabet gücünün istendiği gibi artması mümkün değil. Bu yapı ile ancak ucuz işgücüne dayalı bir rekabet mümkün. Bu yolla da bir yere ulaşma şansı yok.
İstihdam göstergelerinin eğitime göre dağılımı (Temmuz 2010) | ||||
15+ yaştaki nüfus | İşgücü | İstihdam | İşsiz | |
Okur-yazar olmayan | 11.0% | 4.7% | 5.0% | 2.0% |
Lise altı eğitimli | 61.8% | 59.8% | 60.4% | 54.8% |
Lise mezunu | 10.3% | 10.5% | 10.0% | 15.2% |
Mesleki veya teknik lise mezunu | 7.3% | 9.9% | 9.7% | 11.5% |
Yüksek öğretim mezunu | 9.7% | 15.1% | 15.0% | 16.4% |
TOPLAM | 100.0% | 100.0% | 100.0% | 100.0% |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder