Hükümet sözcüleri, 2010 bütçe sonuçlarını büyük bir başarı olarak sunuyorlar. 2009’a göre bütçe giderleri yüzde 9.5, gelirler yüzde 17.9 arttı. Bütçe açığı yüzde 24.9 azalarak 52.76 milyar liradan 39.6 milyar liraya indi. Maliye tanımlı faiz dışı fazla 440 milyon liradan 8.7 milyar liraya fırladı.
Dıştan çok parlak görünen bütçenin içine girilince aslında hem iç dengelerinin, hem de adaletinin kötüye gittiği görülüyor. Bütçe kalemlerinin bütçe gelirlerine oranına baktığımızda, kötüye gidiş kendini net olarak ortaya koyuyor.
2009 bütçesi kriz etkisinde olduğu için karşılaştırmayı 2008 ile yapmak daha doğru olabilir. Karşılaştırma 2009 ile de yapılsa eğilimler aynı çıkıyor.
2009 bütçesi kriz etkisinde olduğu için karşılaştırmayı 2008 ile yapmak daha doğru olabilir. Karşılaştırma 2009 ile de yapılsa eğilimler aynı çıkıyor.
Bütçe, 2008’de gelirlerin yüzde 8.2’si kadar açık verirken, 2010’da açık yüzde 15.6’ya çıktı. 7.4 puanlık bir bozulma ile dengesizlik neredeyse ikiye katlandı. Maliye tanımlı faiz dışı fazlanın gelirlere oranındaki bozulma ise 12.7 puanı buluyor.
Giderler tarafında faiz harcamalarında ciddi bir iyileşme var. 2008’de faiz harcamaları, gelirlerin yüzde 24.3’ünü götürürken, 2010’da yüzde 19’unu götürmüş. Faiz yükünü, gelişmiş ülkelerde faizlerin neredeyse sıfıra inmesi ve Merkez Bankası’nın da içerde faizleri düşürmesi azalttı. Yani 5.2 puanlık düzelme borç stokunda bir azalma olmasından kaynaklanmıyor, tamamen konjonktürün bir hediyesi. Buna karşın faiz dışı harcamalar, bütçe gelirlerinin yüzde 83.9’undan yüzde 96.6’sına fırlamış. Bu alanda 12.7 puanlık ciddi bir bozulma var.
Buraya kadarki rakamlar bütçenin iç terazisinin nasıl bozulduğunu gösteriyor. Gelir kalemlerine baktığımızda ise bütçenin adalet terazisinin de iyice bozulduğunu görüyoruz.
Bütçe gelirleri içinde vergilerin payı 2008’de yüzde 80.5 iken, 2010’da 2.4 puan artarak yüzde 82.9 oldu. Gelir vergisinin payı, 2.3 puan azalarak yüzde 18.2’den yüzde 15.9’a indi. Buna karşın tüketimden alınan dolaylı vergilerin payı, 3.9 puan birden artarak yüzde 32.2’den yüzde 36.1’e çıktı. Esas olarak dar gelirlilerin sırtına bindiği için en adaletsiz vergi olan dolaylı vergilerin payının bu kadar artması, vergideki adaletsizliğin iyice arttığını gösteriyor. Dolaylı vergiler böyle artarken kurumlar vergisi ve mülkiyetten alınan vergilerin neredeyse yerinde sayması dikkat çekici.
Geçen yıl sigara ve alkollü içkilerden alınan ÖTV 3.97 milyar TL, doğalgaz ve petrolden alınan ÖTV 6.17 milyar TL arttı. Sadece ikisini toplamı 10.14 milyar TL. Buna karşın faiz dışı bütçe fazlasındaki artış 8.26 milyar TL, yani 1.88 milyar TL daha az. Açıkçası ortada bir bütçe başarısı yok, bozulan iç denge ve artan adaletsizlik var.
Bütçe kalemlerinin gelirlere oranı (%) | |||
2008 | 2010 | Fark | |
GELİRLER | 100.0 | 100.0 | 0.0 |
Vergi gelirleri | 80.5 | 82.9 | 2.4 |
Gelir vergisi | 18.2 | 15.9 | -2.3 |
Kurumlar vergisi | 8.1 | 8.2 | 0.1 |
Mülkiyet vergileri | 2.0 | 2.1 | 0.1 |
Dolaylı vergiler | 32.2 | 36.1 | 3.9 |
İthalat vergileri | 15.7 | 15.6 | -0.1 |
GİDERLER | 108.2 | 115.6 | 7.4 |
Faiz hariç giderler | 83.9 | 96.6 | 12.7 |
Faiz harcamaları | 24.3 | 19.0 | -5.2 |
DENGE | -8.2 | -15.6 | -7.4 |
Faiz dışı denge (Maliye tanımlı) | 16.1 | 3.4 | -12.7 |
Faiz dışı denge (Program tanımlı) | 8.5 | -2.1 | -10.6 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder