Yaptığı son faiz indirimi ile sağ gösterip sol vurmakla suçlanan Merkez Bankası, yılın ilk enflasyon raporunda açıkça “Bundan sonra sağım solum hiç belli olmaz” dedi.
Merkez Bankası, üç ayda bir yayınladığı enflasyon raporlarında bir ana senaryo belirliyor ve bu çerçevede politika faizlerinin kısa ve orta vadedeki olası seyri konusunda bir rota veriyordu. Şimdi ise Merkez Bankası, politika faizinin önümüzdeki dönemde düşecek mi, yükselecek mi, yoksa aynı mı kalacak konusunda net bir şey söylememeyi politika olarak benimsedi. Son dönemde para politikasının daha etkili bir aracı haline gelen zorunlu karşılıklar için de aynı belirsizlik var.
Merkez Bankası’nın söylediği tek şey, para politikasının önümüzdeki dönemde biraz daha sıkılaştırılacağı. Söylenenlerden bu sıkılaştırmanın kredi genişlemesini yüzde 25’e indirmeyi amaçlayacağını anlıyoruz.
Merkez Bankası biraz daha sıkılaştırma olacak diyor, ama bu “biraz”ın ölçüsünün ne olacağı da bilinmiyor. Öyle anlaşılıyor ki “biraz”ın ölçüsünü, Merkez Bankası’nın kendisi de gelişmelere göre “bulmaya çalışacak.”
Merkez Bankası, “hiçbir değişiklik de yapmayabilirim, şimdiki gibi faiz indirip zorunlu karşılıkları artırabilirim, hem faizleri hem zorunlu karşılıkları da artırabilirim” diyor. Merkez Bankası, hangi koşullarda, hangi yolu, niye seçeceği konusunda da bir ışık vermiyor.
Açıkcası Merkez Bankası, “önümüzdeki dönemde her şeyi yapabilirim” diyor. Sağ gösterip sol vurdu diye eleştirilen Merkez Bankası, şimdi hem sağını, hem solunu gösteriyor. Yumruk nereden gelirse gelsin, artık kimse Merkez Bankası’nı eleştiremez.
Hakim durum belirsizlik olmakla birlikte, önümüzdeki dönemde Merkez Bankası’nın faizden çok zorunlu karşılık ve diğer miktarsal likidite araçlarını kullanacağı anlaşılıyor. Merkez Bankası, sıcak para girişini değil, sadece kısa vadeli olmasını önlemeye çalışıyor. Sıcak para girişinin sürmesine bağlı olarak TL likiditesi arttıkça Merkez Bankası zorunlu karşılıklarda yeni artırımlar yapmak zorunda kalacak. Zorunlu karşılıklardaki artışa rağmen kredi genişlemesi sürerse bankalar, ekonomi yönetiminin diğer taraflarından gelecek başka zorlayıcı yöntemlerle de karşılaşabilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder