31 Temmuz 2018 Salı

Büyüme rekor kırarken zengin tüketimini kısmış

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017 yılı hanehalkı bütçe araştırması tüketim harcaması sonuçlarını açıkladı.
Hanehalkı harcaması verileri, özellikle TÜİK’in yüzde 7.42’lik yüksek büyüme hızı verileriyle birlikte değerlendirildiğinde ilginç sonuçlar çıkıyor:
* TÜİK’in büyüme verilerine göre 2017’de ekonomi yüzde 7.42 büyürken, özel tüketim reel olarak yüzde 6.11 arttı. Yerleşik hanehalklarının tüketimindeki büyüme yüzde 6.16 oldu. Bunun içinde dayanıklı mallar tüketimi reel olarak yüzde 11.59, yarı dayanıklı mallar tüketimi yüzde 3.18, dayanıksız mallar tüketimi yüzde 5.51, hizmet harcamaları yüzde 6.22 büyüdü.
* Hanehalkı bütçe harcaması araştırmasına göre ise hane başına aylık ortalama harcama miktarı 3406.40 TL’den 3815.67 TL’ye çıktı. Hane başına harcamadaki nominal artış yüzde 12.01 arttı. 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyonun yüzde 11.14 olduğunu hesaba katarsak, ekonomi yüzde 7.42 büyürken ailelerin tüketimi reel olarak sadece yüzde 0.78 artarak neredeyse yerinde saymış.
* 2017’de hanehalkı sayısındaki yüzde 3.30’luk artışı da dikkate alsak bile hanehalkı tüketim harcamalarındaki toplam reel artış, yüzde 4.11 ile GSYİH hesabındaki oranların çok gerisinde.

24 Temmuz 2018 Salı

Bu resim, sanayi devlerini çok zorlayacak

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasını da yayınladı. Birinci ve İkinci 500 büyük sanayi kuruluşları verilerini topluca değerlendirdiğimizde ciro ve kar cephesinde 2017 yılı iyi gözükse de borç ve bilanço dengelerinde ciddi risklerin biriktiği görülüyor:
* Üretimden satışlar Birinci 500’de yüzde 33.19, İkinci 500’de yüzde 30.95, İSO-1000’de yüzde 32.87 arttı. Net satışları Birinci 500 yüzde 32.61, İkinci 500 yüzde 31.03 ve İSO-1000 yüzde 32.39 artırdı.
* Brüt katma değeri Birinci 500 yüzde 19.63, İkinci 500 yüzde 34.52, İSO-1000 yüzde 21.20 artırdı.
* Vergi öncesi karı Birinci 500 yüzde 58.69, İkinci 500 yüzde 67.15, İSO-1000 yüzde 59.57 artırdı.
* Bu oranlar yüzde 15.47 olan Yurtiçi ÜFE artışı ve yüzde 15.82 olan 12 aylık ortalama ÜFE artışının çok üzerinde. Bunda 2016’nın kötü bir yıl olmasına bağlı baz etkisinin yanında bol kepçe teşvikler ile iç talebi canlandırmaya yönelik ekonomi politikalarının payı var.

17 Temmuz 2018 Salı

Enflasyon neden yüksek, nasıl düşer?

Haziran verileri, enflasyonun kontrolden çıkma noktasına geldiğini yakıcı bir şekilde ortaya koydu. Sorun artık patates, soğan açıklamalarıyla geçiştirilemeyecek kadar yakıcı ve yaygın bir hal almış durumda.
TÜFE yüzde 15’i geçerken tüm çekirdek enflasyon göstergeleri de yüzde 15 dolayına tırmandı. ÜFE’de yüzde 23.71’e, aramallarında yüzde 28.47’ye fırlayan enflasyon, ürkütücü tırmanışın süreceğini söylüyor.
Çoktan süreğen ve yapışkan bir hal almış bulunan enflasyon basit fiyat hareketleriyle, tekil faktörlerle açıklanamayacak ve çözülemeyecek bir sorun. Mevcut enflasyon ekonominin köklü yapısal hastalıklarının bir ürünü. Ama aynı zamanda o yapısal hastalıkları derinleştiren, büyüten bir karşı etkiye de sahip.
Ekonominin yapısal sorunları ile enflasyon, karşılıklı birbirlerini besleyerek bir kısır sarmal halinde büyümeye devam ediyor.
Yüksek ve kalıcı enflasyon, örneğin yüksek cari açık sorunundan kopuk bir sorun değil. Tersine yüksek cari açıktan da beslenen bir sorun. Yüksek cari açık, üretim ve rekabet gücünü artırmadan aşırı tüketimle hormonlu büyüme sevdasının bir sonucu.

3 Temmuz 2018 Salı

Devlette yeni düzenin şifreleri

Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kesin sonuçları birkaç gün içinde ilan edilecek. Cumhurbaşkanı’nın yemin ederek göreve başlamasıyla, aynı zamanda yeni anayasa tüm hükümleriyle yürürlüğe girmiş olacak.
Yeni anayasanın yürürlüğe girmesiyle devlet şimdiye kadar olduğundan çok farklı yönetilecek. Ama bu tam olarak özümsenmiş değil. Hala yasama ve yürütmeye ilişkin çeşitli konular ele alınırken mantık hala eski sisteme göre çalışabiliyor.
Devlet işleyişi ve siyasi hayatımızı en fazla etkileyecek değişimleri şöyle sıralayabiliriz: