30 Ağustos 2010 Pazartesi

ABD’de ikinci dipi önleyecek biri var mı?

Geçen haftanın en fazla merak edilen konusu FED Başkanı Bernanke'nin vereceği mesajlardı. Jackson Hole kasabasındaki sempozyumda Bernanke, ekonomide ikinci bir dipi önlemek için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını ve yeterli silahları olduğunu söyledi. Aslında söylenen yeni birşey yoktu. Bernanke’nin konuşmasının içeriği, bir ay önce Senato'da yaptığı sunum ile aynıydı. Yine de bu konuşmayı, “parasal genişleme olacak mesajı verdi” diye anlayan da oldu, “parasal genişleme yok mesajı verdi” diye yorumlayan da... Bu durum, FED içinde tam bir görüş birliği olmamasının bir yansıması.
Bernanke, ekonominin ikinci bir dipe yaklaşması halinde piyasadan yeni tahvil alımı, bankaların merkez bankasında tuttukları fonlara ödenen faizin düşürülmesi, faizlerin  beklentilerden çok daha uzun süre şimdiki düzeylerinde tutulacağı mesajının verilmesi gibi önlemlerin devreye sokulabileceğini söyledi. Üçüncü çeyrekte daralma beklentilerinin iyice güçlendiği bir ortamda ve ikinci çeyrekte büyüme hızının yüzde 3.7’den yüzde 1.6'ya düştüğünün açıklandığı gün Bernanke, ekonominin gidişatının hiç de iyi olmadığını kendisi ortaya koydu. Buna rağmen şu anda yeni bir önleme gerek duymadıklarını açıklayan Bernanke, sadece gelecek yıl ekonominin canlanmaya başlayacağı umudunu taşıdığını belirtmekle yetindi.
Bernanke, alacakları her önlemin faydası gibi zararı da olduğunu, FED'in elde edilecek faydanın, ortaya çıkacak zarardan fazla olduğuna karar verdiği zaman adım atacağını vurguladı. FED, ikinci dip tehlikesinin iyice yaklaştığını görene kadar beklemeyi tercih edecek. Olası parasal genişlemenin boyutu ile parasal genişlemeyi başlatacak kriterlerin ve tetikleyici faktörlerin neler olduğu da belli değil.
Ayrıca sözü edilen önlemlerin ne kadar işe yarayacağı da tartışmalı. FED, krizde piyasadan 1.5 trilyon menkul kıymet alımı yaptı. Kendi likidite sorunlarını böylece çözen bankalar, kredileri artırmak yerine riskten uzak durarak, bu paranın üzerinde oturmayı tercih ettiler. ABD'de faizler tarihinin en düşük düzeylerine inmiş olmasına rağmen, tüketim ve yatırımlarda arzulanan canlanma yaratılamadı.
Bankaların merkez bankasında tuttukları fonlara verilen faiz zaten yüzde 0.25 düzeyinde. Bunun daha da düşürülmesi ancak sınırlı bir etki yaratabilir ve bunun uzun vadeli faizlere hiç yansımaması da mümkün. Kaldı ki bu adımın bankaların verdikleri kredi miktarını artırması için önce karşılanmayan bir kredi talebinin olması gerek.
FED'in faizleri uzun süre düşük tutma taahhüdünde bulunmasına ise gelişmelere müdahale esnekliğini ortadan kaldıracağı için FED içinden ciddi itirazlar var.
Ekonomiyi canlandırmak için bir yol da Obama yönetiminin yeni bir mali teşvik paketi çıkartması. 800 milyar dolarlık ilk paketin başarıyla uygulanamamış olması nedeniyle Obama’nın, yeni bir teşvik paketine karşı Cumhuriyetçilerin muhalefetini aşması oldukça zor. Hele bu yıl yapılacak seçimlerde Cumhuriyetçilerin sandalye sayılarının büyük olasılıkla artıracakları gözönüne alınırsa...
Öyle görülüyor ki, iş sonunda yine FED’in üzerine kalacak. FED ise gerek silahlarının etki gücü azaldığı için, gerekse kullanacağı her silahın kendi sakıncaları bulunduğu için harekete geçmekte teredütlü gözüküyor. Doğabilecek inisiyatif boşlukları, ikinci dipe doğru yol alan ABD ekonomisinin sancılarını artıracaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder