2 Ağustos 2010 Pazartesi

İSO-500 büyüdüyse, kim küçüldü?

İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu araştırmasının 2009 yılı sonuçları herkes için sürpriz oldu. Geçen yıl tarihinin en derin ekonomik krizlerinden birini yaşayan ekonomi yüzde 4.7 küçülürken, sanayideki daralma yüzde 6.9’u aşmıştı. Buna rağmen İSO-500 listesine giren sanayi devleri, vergi öncesi karlarını yüzde 31.4, reel olarak da yüzde 30.1 artırmışlar. Sanayi yüzde 6.9 küçülürken karların neredeyse üçte bir artması, tartışmasız olağanüstü bir performans. 2008’de 652 milyon lira zarar etmişken 2009’da 1 milyar 424 milyon lira kara geçerek, hesapları önemli ölçüde değiştiren EÜAŞ’ı dışarıda tutsak bile, 500 büyüğün karındaki artış yüzde 13.1’i buluyor.
İSO-500 şirketleri, kriz yılında sadece karlarını değil, yarattıkları katma değeri de artırdılar. İSO’nun hesaplamasına göre 500 büyüğün net katma değer üretimi, cari fiyatlarla yüzde 6.8, reel olarak yüzde 4.9 arttı. Kriz yılında 500 büyüğün yarattığı katma değerin artması da önemli bir başarı.
Geçen yıl sanayinin bütünü yüzde 6.9 küçüldüğüne ve bu sırada en büyük 500 küçülmediğine göre, acaba kim küçüldü? Sorunun yanıtı açık: Sanayi içinde krizin faturası esas olarak küçük sanayi işletmelerine çıkmış durumda.
Krizin faturasının çıktığı çok net olan bir diğer kesim de kuşkusuz çalışanlar. Sanayinin devleri, geçen yıl çalışan sayısını 27.5 bin kişi ve yüzde 5.1 azaltarak, krizin yükünü azaltmaya çalışmışlar. Aslında İSO-500’ün istihdamındaki azalma, sanayinin bütünündeki istihdam düşüşünden göreli olarak daha az. TÜİK’in verilerine göre geçen yıl sanayi istihdamı 311 bin kişi ve yüzde 7 azaldı. İstihdam verileri de, krizin büyük hasarının küçük işletmelerde olduğunu teyid ediyor.

DEVLER KARI, YAPISAL DEĞİŞİKLİKLE Mİ ARTIRDI?

İSO-500, kar-zarar toplamındaki yüzde 31.4’lük artışı, net satış hasılatındaki yüzde 12.3’lük düşüşe rağmen gerçekleştirdi. Bu başarı, İSO-500’de radikal yapısal dönüşümlerle gelen bir verimlilik artışının ürünü mü? Durum, pek de öyle gözükmüyor.
Bu sonucu yaratan önemli nedenlerden birisi çok basit: Çalışan sayısı azaltıldı. Bu nedenle genel olarak kar artışı yüzde 31.4 iken, çalışan başına kar artışı yüzde 41’i buldu.
İkinci önemli faktör, global kriz nedeniyle başta petrol olmak üzere hammadde fiyatlarının ciddi bir düşüş göstermesi oldu. Bu da sanayi kuruluşlarının elinde olan bir değişiklik değildi.
Kar artışındaki üçüncü ve en büyük etken ise faizlerdeki düşüş sayesinde finansman giderlerinin hızla düşmesi oldu. 500 büyük, 2008’de 15.86 milyar TL finansman gideri ile 11.62 milyar lira vergi öncesi kar elde etmişti. 2009’da ise finansman giderleri, yüzde 48.2 azalarak 8.22 milyar liraya indi. Yani finansman giderlerinin yarattığı fark olmasa, karlar yüzde 31.4 artmak yerine yüzde 13.5 düşecekti. Bu da satış gelirlerindeki yüzde 12.3’lük düşüşe neredeyse eşit bir rakam.
Global kriz ortamında hem yurt içinde hem de yurt dışında kredi faizlerinin tarihinin en düşük düzeylerine gerilemiş olması, göreli olarak daha rahat borçlanabilen sanayi devlerinin 2009 performansının en önemli dayanağı olmuş. Sanayi devlerinin, geçmiş karları ve sahiplerinin mali imkanları sayesinde özkaynaklarını artırarak borçlarını azaltmış olmaları da bu sürece destek olmuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder