20 Şubat 2012 Pazartesi

Bu resim, 2012 çok zor geçecek diyor

2011’in ekonomideki birinci gündem maddesi yüksek cari açık ve onun yarattığı kırılganlıktı. Bu kırılganlık ekonominin döviz giriş ve çıkışlarından aşırı ölçüde etkilenmesine neden oldu. İçeride piyasalar ve ekonomi, dışarıdaki en küçük bir dalgalanmadan bile fazlasıyla etkilenmeye başladı. Öyle ki Merkez Bankası bile bir hafta önce açıkladığı bir planı, ertesi hafta tam tersi yönde değiştirecek hale düştü.
Açıklanan veriler ışığında dış ticaret, cari işlemler ve sermaye hareketleri alanında 2011 yılının karnesi ana başlıklarla şöyle:

* İhracat yüzde 18.5 artarak 134.95 milyar dolar ile rekor kırdı.
* İthalat yüzde 29.8 ile daha hızlı arttı ve 240.83 milyar dolar ile rekor kırdı.
* Dış ticaret açığı yüzde 47.75 artarak 105.88 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı.
* İhracatın ithalatı karşılımı oranı 2000’den sonra ilk kez yüzde 56’ya kadar düştü. Karşılama oranının yüzde 60’ın altına indiği 1993, 1996, 1997 ve 2000 yıllarının hemen ertesinde ekonominin krize girdiğini not edelim.
* Cari işlemler açığı yüzde 63.67 artarak 77.1 milyar dolar ile rekor kırdı.
* Cari işlem gelirleri yüzde 16.67 artarak 188.18 milyar dolar ile rekor kırdı.
* Cari işlem giderleri yüzde 27.29 ile daha hızlı arttı ve 265.27 milyar dolar ile rekor kırdı.
* Cari işlem gelirlerinin cari işlem giderlerini karşılama oranı, 6.46 puan gerileyerek yüzde 70.94’e düştü. Bu da ödemeler dengesi ayrıntılı sunumunu yayınladığı 1984’ten beri görülen en düşük rakam.
* Ülkeye net döviz girişi, yüzde 26.62 artarak 75.28 milyar dolarla rekor kırdı.
* Net döviz girişinin cari açığı karşılama oranı, 29.81 puan düşerek yüzde 97.65’e indi.
* Yabancıların getirdiği döviz, yüzde 26.81 azalarak 31.40 milyar dolara düştü.
* Yabancı kaynaklı döviz girişinin net döviz girişi içindeki payı, 30.45 puanlık keskin bir düşüşle yüzde 41.72’ye indi.
* Yerlilerin getirdiği döviz, yüzde 447’lik bir sıçrama ile 11.07 milyar dolara çıkarak rekor kırdı.
* Yerli kaynaklı döviz girişinin net döviz girişi içindeki payı, 11.31 puan artarak yüzde 14.71’e çıktı.
* Dışarıdan alınan krediler, yüzde 71.96 artarak 20.36 milyar dolara çıktı.
* Alınan kredilerin net döviz girişi içindeki payı, 7.13 puan artarak yüzde 27.04’e çıktı.
* Rezervler, net döviz girişi cari açıktan daha düşük kaldığı için, 1.81 milyar dolar azaldı. Bundan önce rezervlerde azalma olan yılların, 2001 ve 2008 gibi kriz yılları olduğunu not edelim.
Şimdi bu resim ışığında 2012’ye bakarsak manzara şöyle: Orta Vadeli Program’a göre 2012’de cari açık 65.4 milyar dolar olacak. Merkez Bankası’nın verilerine göre sadece özel sektörün bu yıl ödeyeceği dış borç miktarı 63.2 milyar dolar. Yani 2012’de en az 128.6 milyar dolarlık dış finansman ihtiyacı var.
Buna karşın 2011’de yabancıların getirdiği döviz azalmış ve 31.4 milyar dolar olmuş. Bu yüzden cari açığı finanse etmek için krediyle dış borçlanmaya yüklenmek gerekmiş. Bu eğilim, finansmanda zorlanma başladığını gösteriyor.
2012’de kaynak bulmanın daha da zor olacağını tüm uluslar arası kuruluşlar ısrarla vurguluyor. Bankalardan borç bulmak da iyice zorlaşacak, çünkü Avrupa bankaları, borç krizi yüzünden kredileri kısmak zorunda.
Öyleyse Türkiye’nin 2011’deki 75 milyar doları bile çekmesi zor olacak. Oysa ekonominin çarklarını çevirmek için en az 130 milyar dolarlık döviz girişine ihtiyaç var. Aradaki bu uçurum, ekonominin ciddi bir daralma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu ve dışarıdaki her dalgada hop oturup, hop kalkmaya devam edeceğimizi gösteriyor.

(http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder