27 Aralık 2010 Pazartesi

TÜİK, sosyal verileri neden geciktiriyor?

Ekonomik ve sosyal gelişmeleri izlememiz, yeni eğilimleri fark etmemiz, geleceğe yönelik projeksiyonlar yapabilmemiz için en kapsamlı veri üreten kurumumuz kuşkusuz Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). TÜİK son yıllarda hem yaptığı araştırmaların kapsamını genişletiyor, hem de araştırmaları başta Avrupa Birliği olmak üzere uluslar arası standartlara uygun hale getiriyor. Örneğin bir süre önce aylık olarak düzenli açıklanan veriler arasına kırmızı et, süt ve süt ürünleri ile tavuk eti ve yumurta üretim verileri de eklendi. 2011 veri takvimine göre mayıs ayından itibaren sektörel güven endeksleri de aylık olarak yayınlanmaya başlayacak. İlgili ayın son haftasında sıcağı sıcağına açıklanacak olan bu verinin, ekonominin gidişatı konusunda yeni ve yararlı bir gösterge olacağı açık.
Buna karşın veriler konusunda TÜİK cephesinde dikkat çeken aksaklıklar da var. Örneğin  TÜİK 2 Aralık’ta açıklayacağı 2009 yılı yoksulluk araştırmasını zamanında yayayınlamadı.
TÜİK internet sitesine koyduğu bir duyuru ile  “analiz çalışmalarının devam ettiği” gerekçesiyle açıklamanın 6 Ocak 2011 tarihine ertelendiğini bildirdi. TÜİK’in yeni açıkladığı 2011 takvimine göre 2010 yılı yoksulluk araştırması da 6 Ocak 2011 tarihinde açıklanacak. Yoksulluk çalışmasındaki gecikme, makul sayılabilir bir durum.
Ancak hanehalkı sağlık harcamaları konusunda olanları makul karşılamak bu kadar kolay değil. 2009 yılı hanehalkı sağlık harcamaları araştırması, 30 Temmuz’da açıklanacaktı. TÜİK, üç gün kala “veri analiz çalışmasının uzaması” gerekçesiyle açıklamanın ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu. Daha sonra sözkonusu verinin aralık ayının son haftasında açıklanacağı TÜİK’in veri yayınlama takviminde yer aldı. Ancak açıklamaya birkaç gün kalınca hanehalkı sağlık harcamaları araştırması, herhangi bir açıklama da yapılmadan birden TÜİK’in takviminden çıktı. 2011 takviminde ne 5 aydır ertelenen 2009 araştırması, ne de 2010 yılı araştırması yer almıyor.
Aynı şekilde 8 Aralık 2010'da yayınlanması gereken, "Türkiye özürlülerin sorun ve beklentileri araştırması" da bilinmeyen bir tarihe ertelendi.
Açıklaması geciken sağlık harcaması verileri, muhtemelen pek sevimli olmayacak. Çünkü şubat ayında açıklanan 2004-2007 yıllarına ilişkin toplam sağlık harcaması istatistikleri, sosyal güvenlik reformunun hem vatandaşın, hem de bu reformla kurtarılacağı iddia edilen SSK’nın sağlık yükünü artığını ortaya koymuştu.
Sağlık harcamaları araştırmasının ertelenmesinden sadece bir hafta önce yayınlanan 2009 yılı hanehalkı tüketim harcaması verileri de ailelerin sağlık harcamalarındaki artışın yarıdan fazlasının en düşük yüzde 20’lik gelir grubundaki yoksulların sırtına bindiğini göstermişti. Tüm ailelerin toplam sağlık harcaması, bir yılda 100 TL artmışsa, bu artışın 54 lirası en yoksul yüzde 20’nin cebinden çıkmıştı. Bu yüzden en yoksul yüzde 20 içinde yer alan ailelerin sağlık harcaması bir yılda yüzde 27.5 gibi fahiş bir artış göstermişti. Bu dönemde sağlık kalemindeki 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyonun sadece yüzde 2.94 olduğu gözönüne ayınırsa, yoksulların sağlık faturasındaki artış daha net görülüyor.
TÜİK gibi bir kurumun bir araştırmayı, planladığı tarihe “yetiştirememesi” ve 5 ay gibi uzun bir erteleme yapmasına rağmen yine açıklamaması, üstelik ne zaman açıklayacağını da bildirmemesi, dikkat çekici. Yoksulluk çalışması da hesaba katıldığında büyük gecikmelerin sosyal verilere tesadüf etmesi, durumu iki kat dikkat çekici hale getiriyor. Öyle bir durum ki, gecikmelerin teknik yetersizlik veya kapasite yetersizliğinden kaynaklanmış olmasına sevineceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder