7 Mayıs 2012 Pazartesi

‘S&P ideolojisi’, kime rehberlik etti?


Geçtiğimiz hafta uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P) Türkiye’nin kredi derecesi görünümüne ilişkin değerlendirmesini “olumlu”dan “durağan”a çevirdi. S&P’nin Türkiye’nin döviz cinsi borçlanması için verdiği not “yatırım yapılabilir” düzeyin altındaydı. Burada bir değişiklik olmadı. S&P, sadece gidişatın yönüne ilişkin görüşünü değiştirdi. Daha önce gelişmelerin olumlu yönde olabileceğini ve Türkiye’nin notunun yükselme ihtimali olduğunu düşünüyordu. Şimdi ise durumda bir değişiklik olma itimalinin düşük olduğunu ve notun 1-1.5 yıl daha değişmeden kalacağını düşünüyor.
Özet olarak, asıl önemli olan notun kendisinde bir değişiklik yok. Sadece geleceğe ilişkin beklentide bir kademe bozulma var. Bu haliyle bakınca aslında çok da büyütülecek bir değişiklik değil. Ama hükümetin bu karara tepkisi çok büyük oldu. En sert tepkiyi de bizzat Başbakan Erdoğan verdi ve S&P’nin kararını “ideolojik” diye suçladı ve kuruluşu bir anlamda Türkiye ile olan sözleşmelerini iptal etmekle tehdit etti.
Tepkinin büyüklüğü, ekonominin dışarıdan kaynaklanan oynamalara ne kadar hassas hale gelmiş olduğunu da gözler önüne seriyor. Eskiden olsa bu küçük değişiklik, hükümeti bu kadar öfkelendirmezdi. 10 yıllık iktidarı boyunca S&P ile sözleşme imzalayıp kesintisiz çalışmış olan hükümetin, kurumun kararlarını alırken “ideolojik” davrandığını bugün dile getirmesi, kırılganlığın artmasından kaynaklanıyor.
S&P, sadece Avrupa’daki kriz ile Türkiye’deki yapısal sorunların Türkiye için riskleri artırdığını söylüyor. Bunu diğer kredi dereceneldirme kuruluşları da, IMF de, birçok ekonomist de söylüyor. S&P’nin söylediği şeyi, bizzat Merkez Bankası’nın kendisi de tersinden söylüyor. Merkez Bankası’nın, sıcak paranın gel-gitlerine karşı günlük olarak değiştirmeye dayanan bir para politikası izlemesi, S&P ile aynı tesbiti yapmasından ileri geliyor. Merkez Bankası da S&P’nin işaret ettiği riskleri kabul ediyor ve ona göre hareket etmeye çabalıyor.
S&P’nin değerlendirmesini “ideolojik” bulmak ise sadece karalama amaçlı bir ifade. Çünü her düşünce ve tavır, bir ideolojiye, bir dünya görüşüne dayanır. Bu yüzden bir görüşü ideolojik olmakla değil o görüşün dayandığı dünya görüşünü ve neye hizmet ettiğini eleştirebilirsiniz.
S&P’nin temelde hizmet ettiği şey de uluslararası finansal sistemdeki fonlar ve bu fonlara ulaşmak isteyen aktörlerdir. Kredi derecelendirme kuruluşlarının bir günahı varsa, ki tonla vardır, bunlar uluslararası finansal sistemin günahlarının bir ürünü ve parçasıdır.
Eğer bir “S&P ideolojisi”nden söz edeceksek, bu ideolojinin özü global finansal sistemin ve dünyayı dolaşan fonların, sıcak paranın çıkarlarını korumaktan ibarettir. Kredi derecelendirme kuruluşları, dünyayı dolaşan sıcak ve soğuk paranın, onlara kendi kararlarını verirken kullanacakları analizler üretirler. Bu fonlar, kredi derecelendirme kuruluşlarının analizlerini, kendi karekterlerine göre ister önemserler, isterse önemsemezler. Bu yüzden piyasalarda oluşan hareketler, kredi notlarının ima ettiğinden farklı olabilir.
Bu noktada hükümetin yıllardır izlediği çizginin, “S&P ideolojisi”yle çatışan bir yanı yoktur. Tam tersine hükümetin izlediği ekonomi politikası ile “S&P ideolojisi” birbiriyle tamamen örtüşür. Yıllardır kapılarını sıcak paraya ardına kadar açmış, ülkenin aşırı borçlanması, rekabet gücünün aşınması ve ekonomide kırılganlığın artması pahasına sırtını sıcak paraya dayayarak bir “büyüme hikayesi” yazmış olan hükümet, aslında “S&P ideolojisi”nden beslenmiştir. 

http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder