23 Ocak 2012 Pazartesi

Bütçenin dışı parlak ama içi eski tas, eski hamam

2011 yılı bütçesi bütçe açığında ciddi bir düşüş, faiz dışı bütçe fazlasında önemli bir artışla kapandı. Bütçe açığı yüzde 56.49 gibi keskin bir düşüşle 40.1 milyar liradan 17.44 milyar liraya indi. Faiz dışı bütçe fazlası ise üçe katlanarak 8.22 milyar liradan 24.77 milyar liraya yükseldi.
Bütçe gelirleri, yüzde 16.35 artarak 254.28 milyar liradan 295.86 milyar liraya yükseldi. Buna karşın bütçe giderlerindeki artış, hedefleri biraz aşmakla birlikte yüzde 6.44’te tutuldu. Bütçe giderleri 294.36 milyardan 313.3 milyar liraya çıktı.
Kuşkusuz bu sonuç, kamu dengelerine ve borç yüküne olumlu bir katkı yapacak ve dünyada öne çıkan kamu borçları sorunu alanında Türkiye’nin farklı bir yere konmasını sağlayacaktır.
Buraya kadar çok parlak bir görünüm var. Ancak bütçe performansının ayrıntılarına girdiğimizde aynı manzarayı görmüyoruz. Dış görünümü geçip bütçenin içine yakından bakınca, yapısal sorunların aynen sürdüğünü görüyoruz. Yani bütçenin dışı parlak görünse de içi eski tas eski hamam.

Bütçe başarısında, vergi affıyla gelen bir defalık tahsilat artışının önemli bir payı var. Vergi gelirlerindeki 43.21 milyar liralık artışın 13.3 milyar lirası vergi affınan kaynaklandı. Vergi affının etkisini dışarıda tutarsak bütçe açığındaki düşüş yüzde 56.49’dan yüzde 23.3’e, faiz dışı fazladaki artış yüzde 201’den yüzde 39.6’ya iniyor. Vergi affının bütçeye yaptığı katkı, faiz dışı fazladaki düzelmenin 2.87 katını buluyor.
Bu geçici artışı dışarıda tutarsak, vergi gelirlerindeki yüzde 20.52’lik artış, yüzde 14.20’ye iniyor. 2010 yılındaki vergi geliri artışının yüzde 22.11 olduğunu hatırlarsak, vergi gelirlerindeki gerçek artışın çok da yüksek olmadığı anlaşılıyor. Hele ithalattaki patlama ve kurlardaki artış ile yüzde 10’luk enflasyon ve yüzde 8’i aşması beklenen büyüme hızını dikkate alırsak, bütçe gelirlerindeki artışın bunların çok gerisinde olduğu görülüyor.
Biraz daha ayrıntıya girip bütçe gelirlerindeki artışın nereden kaynaklandığına bakarsak, vergi sisteminin ve bütçenin en büyük yapısal sorununun bütün gücüyle yerinde durduğunu görüyoruz. 2011’de bütçe gelirleri yüzde 13.71, vergi gelirleri yüzde 20.52 arttı. Vergi affınının etkisi hariç tutulursa bütçe gelirlerindeki artış yüzde 8.83, vergi gelirlerindeki artış yüzde 14.20. Bu artışta en büyük pay ithalattan alınan verggilere ait. İthalattan alınan vergilerdeki artış yüzde 35.22’yi buldu.
İthalattan alınan vergilerin vergi gelirleri içindeki payı yüzde 18.77’den yüzde 21.06’ya çıktı. Vergi affı etkisi hariç tutulursa bu pay yüzde 22.23’e çıkıyor.
Vergi gelirlerinde aslan payı, hala içeride alınan KDV ve ÖTV’nin. İçeride alınan dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı yüzde 40.74. Vergi affı gelirleri hariç tutulursa oran yützde 42.99’a çıkıyor. Yani vergi gelirlerinin yüzde 65.22’si dolaylı vergilerden oluşuyor.
Dolaylı vergilerin miktarı, ekonominin canlılığına bağlı olduğu için istikrarsızlık potansiyelini içinde taşıyor. Kamunun giderleri kısma alanında fazla esnekliğe sahip olmadığı için, dolaylı vergilerdeki dalgalanma bütçe dengesi için büyük risk oluşturuyor.
Asıl önemlisi dolaylı vergiler, vergiler içinde en adaletsiz olanı. Dolaylı vergilerin yüksek olması, gelir düzeyi düşük kesimin gelirine oranla daha fazla vergi vermesine yol açıyor. Bütçe başarısının, sırtını yoksullardan daha fazla vergi alan bu adaletsiz sisteme dayadığını unutmamak gerekiyor.

(http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder