9 Ocak 2012 Pazartesi

Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın rüyası hayırlı bir rüya mı?

Politika hataları yüzünden cari açık-kur artışı- enflasyon üçgenine sıkışan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, her hafta yeni bir iddia ortaya atarak kararlı ve güçlü görünme çabasına girdi. Bunu yaparken bir önce söyledikleriyle tutarlı olma kaygısı da taşımıyor. Para programında 2012 yılında güniçi repo ihalelerini hangi durumlarda yapacağını açıklamasından birkaç gün sonra daha farklı bir güniçi repo ihalesi taktiğini ortaya atabiliyor. İstanbullu sanayicilere “TL bir tek doları yenemez. TL’nin değerini artık euro ile karşılaştırmak gerek” diyor. Bir hafta sonra Bursa’da  dönüyor ve “TL doları da yenecek” iddiasını ortaya atıyor.
Başçı, iddiasını her hafta biraz daha yükseğe taşıyor, ama ekonomi dünyasında yaratmak istediği etkiyi bir türlü yaratamıyor. Bursa toplantısından sonra toplantıya katılan işadamlarının aktardığı izlenimlerden, Başçı’nın iddiasını abartılı buldukları ve pek inanmadıkları anlaşılıyor. Başçı’nın iddiaları şimdilik “bizim bildiğimiz verilerden daha fazlasını biliyor” toleransı ile karşılanıyor. Bu tolerans da kaybolursa, Merkez Bankası ciddi bir itibar erozyonu ile karşılaşabilir.
Başçı, iddiasını kendince “olumlu” bulduğu bir senaryoya dayandırıyor: “ABD ve Avrupa merkez bankaları piyasaya para pompalayacak, bu para da bize gelecek.” Başçı, ihtimal dahilindeki diğer senaryolardan, bunların yol açabileceği sonuçlardan hiç söz etmiyor.
Görülüyor ki Başçı, bütün umudunu ABD ve AB’nin ortaya saçacağı serseri paraya bağlamış durumda. Başçı’nın gördüğü rüyaya göre “Sıcak para Türkiye’ye akacak, böylece TL doları da yenecek, enflasyon da düşecek.”
Bu paranın cari açığı yüzde 10’lara dayanmış bir ülkeye gelmeye devam edip etmeyeceğibir soru işareti. Ama asıl önemlisi, yaşanan bunca kriz tecrübesine rağmen Merkez Bankası Başkanı’nın hala TL’nin aşırı değerlenmesini ekonomi için hayırlı bir şey gibi göstermeye kalkması.
Dizginsiz sıcak para girişiyle TL’nin aşırı değerlenmesi, iç pazarı ithal malların istilasına açarken, sanayinin göreli güçsüzleşmesi gibi kalıcı ve yapısal bir hasar da yaratıyor. Bu güçsüzleşme yüzünden son dönemde kurlar ciddi ölçüde yükselmesine rağmen ithalatta aynı ölçüde bir azalma meydana gelmiyor. Çünkü yıllardır süren aşırı değerli TL politikası sanayinin altını oymuş durumda. Sanayi, ithalatla rekabette kur desteğine rağmen zayıf kalıyor.
Sıcak para ve aşırı değerli TL politikasının yarattığı tahribatı aşağıdaki tabloda görmek mümkün. Sanayide ihracatın ithalatı karşılama oranı, kriz dönemi dışında hızla düşüyor. İhracatta en iddialı sektörler de de durum farklı değil.
Başçı’nın gördüğü rüya, ancak bu tablonun daha da kötüleşmesine yol açar. Bu da hayırlı bir rüya değildir.




(http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder