21 Nisan 2012 Cumartesi

İşsizliğin artmasını kim engelledi?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en fazla tartışılan istatistiklerinden birisi hanehalkı işgücü istatistikleri. Tarımda kayda değer bir üretim artışı olmadığı halde, TÜİK verilerine göre tarım istihdamının büyük bir artış göstermesi, en fazla kafa karıştıran ve tartışılan noktalardan birisi. Bu ilk başta kriz yüzünden işini kaybedenlerin memleketlerine dönerek tarımda çalışmaya başlamalarıyla açıklanıyordu. Ancak kriz sonrasında 2010 ve 2011’deki yüksek hızlı büyüme döneminde de aynı durum sürdü. O zaman da “kriz yüzünden köye dönüş” savıyla durumu açıklamak imkansız hale geldi. TÜİK Başkanı Birol Aydemir, İstanbul’da gazetecilerle yaptığı toplantıda bu çelişkiyi kabul ederek nedenlerini kendilerinin de araştırdıklarını ifade etti.
Son işgücü istatistiklerine göre işgücüne katılım eğiliminde son yıllara göre ani bir değişim ortaya çıktı. İşsizlik oranının 2 puana yakın düşük çıkmasını sağlayan bu değişim, yeni bir tartışma noktası olmaya aday.
Aralık ayında istihdamda 589 bin kişilik bir düşüş meydana gelmesine rağmen işsizlik oranı sadece 0.7 puan artarak yüzde 9.8’de kaldı. Aralıkta istihdamda meydana gelen 589 bin kişilik düşüş, bir önceki yılın 189 bin kişilik düşüşüyle karşılaştırıldığında ciddi bir sıçrama ifade ediyor. Yani aralıktaki istihdam düşüşü, son dönem mevsimsel eğilimin çok üzerinde.
Öyleyse istihdamdaki bu ciddi düşüşe rağmen, aralıkta işsizliğin küçük bir artışla tek hanede kalması nasıl gerçekleşti? Bunu, TÜİK verilerine göre işgücünün de büyük bir düşüş göstermesine borçluyuz. Çünkü işsizlik oranı, iş arayan işsiz sayısının işgücü rakamına bölünmesiyle hesaplanıyor. İşgücü sayısı azalınca, işsiz sayısı artmasına rağmen işsizlik oranı artmamış gözüküyor.
Aralıkta iş arayanlarla çalışanların toplamını ifade eden işgücünde de 442 bin kişilik bir düşüş meydana geldi. Oysa bir önceki yıl aralıkta işgücünde yaşanan düşüş 72 bin kişiydi. Aralıkta istihdamda 589 bin kişilik bir düşüş olmasına rağmen işgücü de 442 bin kişi azaldığı için, işsizlik oranı küçük bir artışla durumunu korumuş oldu.
 Mevsimsel olarak işgücü ve istihdam her yıl genellikle ağustostan başlayarak şubat ayına kadar düşüş eğiliminde oluyor. Ekonomik gidişatın etkisi dışında mevsimsel etki nedeniyle yaşanan düşüşün hangi aya ne kadar yansıyacağı, yıldan yıla kaymalar gösterebiliyor. Bu nedenle sadece aralık aylarını karşılaştırmak yanıltıcı olabilir.
İşgücü temmuz-aralık döneminde 2010’da 667 bin kişi azalırken, 2011’de bu rakam 1 milyon 208 bine fırlamış. Temmuz-ocak döneminin toplamlarına bakarsak işgücündeki düşüş 755 binden 1 milyon 323 bine çıkmış. Yani aylar arasındaki kaymaları dikkate alsak da sonuç değişmiyor. 2010’a göre 2011’de işgücüne katılım eğiliminde radikal bir değişim görülüyor.
TÜİK verilerine göre bu radikal değişimin ana kaynağı, çalışmayı bırakarak ev işlerine dönen kadınlar. Temmuz-ocak döneminde 825 bin kadın çalışmayı bırakarak ev işlerine dönerek işgücünün dışına çıkmış. Geçen yıl bu rakam 480 bin, 2009’da ise 177 bin düzeyindeydi.
Ekonomik konjonktürde bir değişiklik olmadığı halde işgücüne katılım eğiliminde bir yılda böyle bir değişik meydana gelmesini açıklamak, tıpkı tarımda verimlilik düşerken istihdamın artmasını açıklamak kadar zor. İstihdam düşerken işsizlik oranının artmamasını sağlayan da, işte açıklaması zor olan bu değişiklik. Eğer işgücü, temmuzdan itibaren geçen yıla göre sadece nüfus artışıyla orantılı bir düşüş göstermiş olsaydı, aralıkta işsizlik oranı yüzde 9.8 değil yüzde 11.7, ocakta ise yüzde 10.2 değil yüzde 12.1 olacaktı: Arada 1.9 puan fark var.
Aralıkta işsizlik oranının yaklaşık 2 puanlık bir sıçrama yapmasını, kadınların eve dönmesi önlemiş. Çalışmayı bırakıp eve dönen kadınlara, işsizliği düşürdükleri için teşekkür borçluyuz!

http://www.haberturk.com/htyazar/ismet-ozkul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder